Simdi daha da iyi anlıyorum . Torunu olarak DNA nın bana hizmetini ... Ahhhhh kurnaz ama bir o kadar naif anneannem ,ortalığı nasıl da idare edermis .
Kimsenin aklına gelmez ; ‘’ Fuar da
MANOLYA gazinosun da Zeki Müren’ i keyifle izlemek için bizi
ekarte etmenin su fettan yolları :
Kardesim ve ben zaten sabahın köründe kalkarız . Ama anneannem bizi
operasyon gunu daha da erken kaldırırdı
. Hafızamda ki ilk sabah ezanları sesi o gunlere tekabül eder .
Bize Hızla ve hayrete şayan yumsaklıkla kahvaltı
ettirilirdi. Hatta geleneksel olan ‘’ cayı sakarca peynir tabagına devirme ‘’
otomatigine dahi kızmazdı.
Cocuk aklımla
bir anormallik hissederdim ama durum işime geldiginden fazla kafaya takmazdım .
Cunki gune erken baslamak demek sokaga erken cıkmaktı .
O gun
delicesine sokakta oynar ve asla öglen uykusu iskencesine maruz kalmazdık .
Tabii
aksam üstüne dogru bizimkilerde hazırlık baslardı . Annem kafada bigudilerle , teyzemin sacına masa yapar , ortanca teyzem
bayram ütüsü kadar titiz giysi ütülerdi .
Bir telas ki sorma gitsin………
Tabii ancak cefakar kadın anneannem ; süratle yenecek aksam yemegi
hazırlagındaydı . Evde ki kokoş
kadınların :
Ama o arada :
-Kızlar benimde Bursa da gelinin aldıgı eşarbımı üteleyin
haaa …. Diye de nadide emirlerinden birini verirdi :)
Telaş
arasında dedemler , dayımlar gelmis . Bigodili annem maşrapa ile onlara su
dökmüş , ve onlar coktan temiz pak sofraya oturmuslardı…..
Tabiki bu
mutfak penceresindeki anneannemdi . Artık nasıl heyecalıysa sesi bile tanınamıycak kadar cırtlaklasmıstı .
Bu durumda ben iyice durumdan emin olurdum . Evet bunlar bizi uyutup bu gece Fuar'a
kacıcaklarrrrrrrr….Yermiyim ????
Bu obsesif
iskencenin ardından sofraya otururdum . Ama gulmekten yemek dıyemezdim . Cunki
pantalonu kırısmasın diye masadaki tum erkekler donla yemek yerlerdi . Buyuklerin
bunu anlayısla karsılamasını simdi anlıyabilirim . Ama o an ki ben buna katıla
katıla gulerdim .
Gulmekten
dogru dürüst yiyemediğim yemek yerine annemden okkalı bir samar zaten tokluk
hissi uyandırırdı .
Telasla
yenen yemek biterdi . Hızla sofrayı bir
tek anneannem cabbarca toplardı .
Evin kokosları duvardaki aynanın onunde
; tek bir tane olan ruju surme telasıyla itisip kakısmaktaydılar . Son anda surulme nedenı ise rujun kalma
süresini uzatmaktı . Hepsinin dudaklar pembe mi desem kırmızı
desem ne desem?Garip bir renk alırdı . Bu rengin ismi hala konmadıgına eminim …Ve hepsi aynı renk dudaklarla mezuniyet
torenı kızları gıbıydı …
Zavallı
kardesim bize bir sey deklare
edilmediğinden oylece kosede otura dursun , kaos sırasında fark edilmeyen ben coktannn
hazırdım bile …Dolabı acmıs bayramdan
kalan beyaz elbiseyi ustume gecirmis ve kapının onundeydim .Aslında kardesime
caktıgım bu durumu soylesem , o da benden cesaret hazırlanacak dıye de isime
gelmezdi . Cunki ikimizi birden bu Turk Sanat Muzikisi asıgı Elit gruba
kakalamak zor olurdu .Hem zaten o boyle durumlarda uyuyakalır,azarı da ben yerdim...
Bahcedeki
camasır ipinden alınan ögretmen marka
anneannemin muz corapları giyildiği anda herkes kapıda demektir . Bir yere
gidilcegi vakit o coraplar hep son nokta olurdu . Akabinde dedem ‘’ Vira Bismillah ‘’ der kapıyı kitlerdi .
Ve işte
evden cıkma anı ….Dedem vira bismiiiii dedi ..Durdu :
-
Cocuklar nolcak ???
Anneannem
:
-
Mihriye Hanımlara bırakıcaz .....
Hahahhahhahaahhah siz oyle sanın …
Iste
bu operasyon icin bize donuldugunde daima klasik sahne ve O ezber replik:
Hep bir agızdan , bendenizi kastederek :
AAAAAAAA BU YINE GIYINMIS CIKMIS, KIM
AGZINDAN KACIRDI …..
Diye birbirlerini suclardı …
Sonucta
kardesim Mihriye teyzelere bırakılır , bense gunduzden ayarlanmıs damalı
Chevrolet takside dedemin kucagına çoktannnn kurulmus olurdum...
Araba, pür
telas rujunu yalayan , etegim kırısmasın dıye poposu hava da giden , ve annemin
her bigudi sasırında kafasında unuttugu pensi toparlama panigi ile gazlardı ..
Fuar
ın Basmane kapısına gelindiğinde ; bu
deli alana girmek icin km ler ce uzun kuruga girmeli ve bilet almalıydı . Ama
bizim lüksümüz dayımın bunu gun içinde hal etmis olmasıydı . Bir biletsiz
bendim . Ama benim de yasım itibarıyla free avantajım vardı.
MANOLYA
Gazinosu kapısında ise bizimkilerde heyecan tavan yapmış durumda , adeta düğünü olan gelin gibiydi . Bilet
numarasına denk gelen sandeyelere oturdugunda ise ben zafer sarhosu olurdum.Tabii
giysileri kırışma endisesinden dolayı annemin degil , anneannemin kucagında...
Sahneye program basladıgında
bilirdim ortamın en şen ailesi yine bizimkiler olacak . Oyleki benim gibi
arızayı unutacak kadar ………
Isıklar
yanar ortalık yuksek muzıkten yıkılırdı . Ersen ve Dadaslar ‘ ı dedem bile
ayakta alkıslamıstı o gece …
Ve ve ve ve işteeee ! Zeki
MÜREN …
Ahalinin
tamamı nefeslerini tutmus , sahnede tek ama bir dolu kalabalık gibi
gorunen Zeki Bey i
hayranlık otesi izlemekte ….Bense saşkımdım . Kossssskocaman 6 yıllık ömrümde
ilk kez uzaylı goruyordum .
O
atmosfer de adeta yuksek konsantrasyondan ancak elementler
gecisler yasıyor olurdu.
Uzaylı
olduguna kesin emindim . Hem elbisesinden hem de bu muhtesem aurasından dolayı
…
Bu buyuk
sanatcı kostüm degistirmeye gittiginde saz heyetinin fasılıda cok akılda
kalıcıydı dogrusu .Yine
sahneye Zeki MÜREN gelince bu kez hareketli sarkılardan bir repertuar sergilerdi
…
Rast makamının o unutulmaz şarkısın da
anneannemin kucagındaki BANA dogru yönelmez miiiii .....
AMANINNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN !!
Bizimkiler o
an insanın maymundan geldiginin düpedüz kanıtı …
Hafifçe egilip yanagımdan
kesme aldı . Sarkının nakaratını gozlerime bakarak okuyup sonra yanaktan ikinci
kesme ….
‘’ Aglama deymez hayat , bu göz yaslarına …’’
Aksam
kızartma yogurdundaki sarımsak vesilesi ile anneannem azgını burnunu elindeki
mendiliyle kapatmıstı . Zeki Müren e sarımsak kokmak olacak iş degildi . Yuzunde acık kalan tek yer gozleri ,
gulumsedıgınden Çin'li gibiydi .Sag ve sol yana yayılmıs aile fertlerim ise tam
bir pişmiş kelle edasındaydı ….
Muhtesem , büyülü sahne programı biter , gazinodan
cıkılırdı . Tabii Zeki Müren in yakınlasma olayına vesile olan bana balon ödülü
sarttı .
İlk
baloncunun onunde duruldu . Ve baloncuda bir tek kalmıs acıkkkk ve hiç
gorulmemis bir tondaki mavi balon bilegime baglandi ….
‘’Ama
kardesime deeeeeee ! ’’ ısrarımla diğer bilegimde en cart yesilinden diger balon …
Artık yetişme telası olmadıgından Çankaya meydanındaki
dolmus duraklarında rahatca kuruga girilirdi . O sırada bende kı son durum : kendi balonumu coktannn kacırmıs . Kardesiminkine caresiz
tamah eden boynu bukuk haldir …
Tastamam fosforlu mor aydınlatmalı , son ses müzik yayını yapan dolmusa binilirdi . Dedem daha 1. duraga
gelmeden soföre
-
Evlat be kapayıver sunu . Daha kulagımızın pası yeni
silindi ….
Meraklı dolmus ahalisinden biri
-
ooo Kemal abi Zeki Müren den mi ???…
Demese catlardı sanırım ….
*******************************************
Bugun hala dusunurum. Sankı cocuklar sarımsak kokmaz mı ? Aslında o sarımsaklı yogurdun en boca edilmis halini esas ben yemeseydim sarkının tamamını bana bakarak soylermiydi diye :
Bugun hala dusunurum. Sankı cocuklar sarımsak kokmaz mı ? Aslında o sarımsaklı yogurdun en boca edilmis halini esas ben yemeseydim sarkının tamamını bana bakarak soylermiydi diye :
Hayat sarap gibidir , keder de var nese de
……
Ömür cicek kadar narin , bir gün kadar kısa
……..
Aglama deymez hayat bu göz yaslarına ...
*********************************************
Vefatına son derece uzulmus ama yine de Sahnede ve İzmir de olusuna asla sasırmamıstım …
Zaten bilegimdeki enteresan mavilikteki
balona da bir daha hicbir yerde rastlamadım …Kim bilir hangi semalarda ucmakta? …….
AGLAMA
DEYMEZ HAYAT BU GOZ YASLARINA ……..
_ Zeki
Müren de bizi görecek mi? Elbette ve artık hemde sonsuza dek …………
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder