19 Ekim 2011 Çarşamba

MAVİ BİR BALON - '' ZEKİ MÜREN ''


           
         Simdi daha da iyi anlıyorum . Torunu olarak DNA nın bana hizmetini ... Ahhhhh kurnaz ama bir o kadar naif anneannem ,ortalığı nasıl da idare edermis .
            Kimsenin aklına gelmez ; ‘’ Fuar da  MANOLYA  gazinosun da  Zeki Müren’ i keyifle izlemek için bizi ekarte etmenin su fettan yolları :
           Kardesim ve ben zaten sabahın köründe kalkarız . Ama anneannem bizi operasyon  gunu daha da erken kaldırırdı . Hafızamda ki ilk sabah ezanları sesi o gunlere tekabül eder .
         Bize  Hızla ve hayrete şayan yumsaklıkla kahvaltı ettirilirdi. Hatta geleneksel olan ‘’ cayı sakarca peynir tabagına devirme ‘’ otomatigine dahi kızmazdı.
 Cocuk aklımla bir anormallik hissederdim ama durum işime geldiginden fazla kafaya takmazdım . Cunki gune erken baslamak demek sokaga erken cıkmaktı .
        O gun delicesine sokakta oynar ve asla öglen uykusu iskencesine maruz kalmazdık .
        Tabii aksam üstüne dogru bizimkilerde hazırlık baslardı . Annem kafada bigudilerle  , teyzemin sacına masa yapar , ortanca teyzem bayram ütüsü kadar titiz giysi ütülerdi .
      Bir telas ki sorma gitsin………
      Tabii ancak cefakar kadın anneannem ; süratle yenecek aksam yemegi hazırlagındaydı . Evde ki kokoş  kadınların :
 - Aman anne kızartmanın yogurduna sakın sarımsak koymaaa kokmayalım ..
 Uyarısına aldırmaz basardı en lezzınden sarımsagı ….
Ama o arada :
-Kızlar benimde Bursa da gelinin aldıgı eşarbımı üteleyin haaa …. Diye de nadide emirlerinden birini verirdi :)

      Telaş arasında dedemler , dayımlar gelmis . Bigodili annem maşrapa ile onlara su dökmüş , ve onlar coktan temiz pak sofraya oturmuslardı…..

      Sokakta cocuklarla kurdugumuz oyunun  en atesli yerinde  ismimi haykıran bir cıglık ortalıgı inletirdi .

      Tabiki bu mutfak penceresindeki anneannemdi . Artık nasıl heyecalıysa sesi bile tanınamıycak kadar cırtlaklasmıstı .

       Bu durumda ben iyice durumdan emin olurdum . Evet bunlar bizi uyutup bu gece Fuar'a kacıcaklarrrrrrrr….Yermiyim ????

     Butun yara yerlerimi kasti olarak en acımazından lifleyen teyzeme sefkatsizlik degil ama obsesyonla hala daha suclarım . 

    Bu obsesif iskencenin ardından sofraya otururdum . Ama gulmekten yemek dıyemezdim . Cunki pantalonu kırısmasın diye masadaki tum erkekler donla yemek yerlerdi . Buyuklerin bunu anlayısla karsılamasını simdi anlıyabilirim . Ama o an ki ben buna katıla katıla gulerdim .
       Gulmekten dogru dürüst yiyemediğim yemek yerine annemden okkalı bir samar zaten tokluk hissi uyandırırdı .
      Telasla yenen yemek biterdi . Hızla  sofrayı bir tek anneannem cabbarca toplardı .
      Evin kokosları duvardaki aynanın onunde ; tek bir tane olan ruju surme telasıyla itisip kakısmaktaydılar  . Son anda surulme nedenı ise rujun kalma süresini  uzatmaktı . Hepsinin dudaklar pembe mi desem kırmızı desem ne desem?Garip bir renk alırdı . Bu rengin ismi hala konmadıgına eminim  …Ve hepsi aynı renk dudaklarla mezuniyet torenı kızları gıbıydı … 
      Zavallı kardesim  bize bir sey deklare edilmediğinden oylece kosede otura dursun , kaos sırasında fark edilmeyen ben coktannn hazırdım  bile …Dolabı acmıs bayramdan kalan beyaz elbiseyi ustume gecirmis ve kapının onundeydim .Aslında kardesime caktıgım bu durumu soylesem , o da benden cesaret hazırlanacak dıye de isime gelmezdi . Cunki ikimizi birden bu Turk Sanat Muzikisi asıgı Elit gruba kakalamak zor olurdu .Hem zaten o boyle durumlarda uyuyakalır,azarı da ben yerdim...
       Bahcedeki camasır ipinden  alınan ögretmen marka anneannemin muz corapları giyildiği anda herkes kapıda demektir . Bir yere gidilcegi vakit o coraplar hep son nokta olurdu . Akabinde dedem ‘’ Vira Bismillah ‘’ der  kapıyı kitlerdi .
 Ve işte evden cıkma anı ….Dedem vira bismiiiii dedi ..Durdu :
       -        Cocuklar nolcak ???
Anneannem :
   -        Mihriye Hanımlara bırakıcaz .....
Hahahhahhahaahhah siz oyle sanın …
         Iste  bu operasyon icin bize donuldugunde daima klasik sahne ve O ezber replik:
Hep bir agızdan ,  bendenizi kastederek :

AAAAAAAA BU YINE GIYINMIS CIKMIS, KIM AGZINDAN KACIRDI …..
          Diye birbirlerini suclardı …
         Sonucta kardesim Mihriye teyzelere bırakılır , bense gunduzden ayarlanmıs damalı Chevrolet takside dedemin kucagına çoktannnn kurulmus olurdum...
        Araba, pür telas rujunu yalayan , etegim kırısmasın dıye poposu hava da giden , ve annemin her bigudi sasırında kafasında unuttugu pensi toparlama panigi ile gazlardı ..
        Fuar ın  Basmane kapısına gelindiğinde ; bu deli alana girmek icin km ler ce uzun kuruga girmeli ve bilet almalıydı . Ama bizim lüksümüz dayımın bunu gun içinde hal etmis olmasıydı . Bir biletsiz bendim . Ama benim de yasım itibarıyla free avantajım vardı.

       MANOLYA Gazinosu kapısında ise bizimkilerde heyecan tavan yapmış durumda , adeta düğünü olan gelin gibiydi . Bilet numarasına denk gelen sandeyelere oturdugunda ise ben zafer sarhosu olurdum.Tabii giysileri kırışma endisesinden dolayı annemin degil , anneannemin kucagında...
        Sahneye  program basladıgında bilirdim ortamın en şen ailesi yine bizimkiler olacak . Oyleki benim gibi arızayı unutacak kadar ………
        Isıklar yanar ortalık yuksek muzıkten yıkılırdı . Ersen ve Dadaslar ‘ ı dedem bile ayakta alkıslamıstı o gece …
       Ve ve ve ve işteeee ! Zeki MÜREN …
        Ahalinin tamamı nefeslerini tutmus , sahnede tek ama bir dolu kalabalık gibi gorunen   Zeki Bey i  hayranlık otesi izlemekte ….Bense saşkımdım . Kossssskocaman  6 yıllık  ömrümde  ilk kez uzaylı goruyordum .
O atmosfer de  adeta  yuksek konsantrasyondan ancak elementler gecisler yasıyor olurdu.
Uzaylı olduguna kesin emindim . Hem elbisesinden hem de bu muhtesem aurasından dolayı …
        Bu buyuk sanatcı kostüm degistirmeye gittiginde saz heyetinin fasılıda cok akılda kalıcıydı dogrusu .Yine sahneye Zeki MÜREN gelince bu kez hareketli sarkılardan bir repertuar sergilerdi …
        Rast makamının o unutulmaz şarkısın da anneannemin kucagındaki BANA dogru yönelmez miiiii .....
       AMANINNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN !!
       Bizimkiler o an insanın maymundan geldiginin düpedüz kanıtı …
      Hafifçe egilip yanagımdan kesme aldı . Sarkının nakaratını gozlerime bakarak okuyup sonra yanaktan ikinci kesme ….
     ‘’  Aglama deymez hayat , bu göz yaslarına …’’
        Aksam kızartma yogurdundaki sarımsak vesilesi ile anneannem azgını burnunu elindeki mendiliyle kapatmıstı . Zeki Müren e sarımsak kokmak olacak iş degildi .  Yuzunde acık kalan tek yer gozleri , gulumsedıgınden Çin'li gibiydi .Sag ve sol yana yayılmıs aile fertlerim ise tam bir pişmiş kelle edasındaydı ….
       Muhtesem , büyülü sahne programı biter , gazinodan cıkılırdı . Tabii Zeki Müren in yakınlasma olayına vesile olan bana balon ödülü sarttı .
 İlk baloncunun onunde duruldu . Ve baloncuda bir tek kalmıs acıkkkk ve hiç gorulmemis bir tondaki mavi balon bilegime baglandi ….
       ‘’Ama kardesime deeeeeee ! ’’ ısrarımla diğer bilegimde en cart yesilinden  diger balon …
        Artık yetişme  telası olmadıgından Çankaya meydanındaki dolmus duraklarında rahatca kuruga girilirdi . O sırada bende kı son durum : kendi balonumu coktannn kacırmıs . Kardesiminkine caresiz tamah eden boynu bukuk haldir …
       Tastamam fosforlu  mor aydınlatmalı , son ses müzik yayını yapan dolmusa binilirdi . Dedem daha 1. duraga gelmeden soföre 
     -        Evlat be kapayıver sunu . Daha kulagımızın pası yeni silindi ….
         Meraklı dolmus ahalisinden biri 
      -        ooo Kemal abi Zeki Müren den mi ???…
 Demese catlardı sanırım ….
         *******************************************         
          Bugun hala dusunurum. Sankı cocuklar sarımsak kokmaz mı ? Aslında o sarımsaklı yogurdun en boca edilmis halini esas ben yemeseydim sarkının tamamını bana bakarak soylermiydi diye :


    Hayat sarap gibidir , keder de var nese de ……
    Ömür cicek kadar narin , bir gün kadar kısa ……..
    Aglama deymez hayat bu göz yaslarına ...
*********************************************
         Vefatına son derece uzulmus ama yine de Sahnede ve İzmir de olusuna asla sasırmamıstım …
     Zaten bilegimdeki enteresan mavilikteki balona da bir daha hicbir yerde rastlamadım …Kim bilir hangi semalarda ucmakta? …….
AGLAMA DEYMEZ HAYAT BU GOZ YASLARINA ……..
_ Zeki Müren de  bizi  görecek mi? Elbette ve artık hemde sonsuza dek …………

     




Hiç yorum yok: