22 Şubat 2015 Pazar

NE OSCAR'ı BEHHHH!!!:)


      Hayatımdaki önem sırası...
      Malum gündemle elbetteki bazı şeyleri öteledim!!!
      İzlediğim filmleri yazmayı bile canım istemedi!!!
     Ama gayret etmek, mücadele etmek, ayakta kalmak, DİK durmak zorundayız!!!

      Bu gece de Oscar Törenleri varken, son dönemde izlediklerimi şöyle bir yazayım dedim.Entellektüel uslubla yazılan analizleri elbetteki okuyorum. Fakat ben, filmlerin üzerimdeki etkisini çok hayatımın içine aldığımdan mı nedir? Hiç öyle yazmak içimden gelmiyor.
     Neyse geçen haftadan başlıyayım.
     #Özgecan Aslan olayıyla ''Toplumca'' sarsılan ruhumuz, fena halde akıl durgunluğu yaşayanları da görünce YETERRRRRR dedi. Başka toplumlara sinema denen olağanüstü sanat-iletişim aracılığla bakmak biraz olsun tenefüse çıkmak mıydı? Bilemiyorum ama.....
     Şuna çok eminim. Her toplumda acıyan yerler de , kanayan yaralar da çok benziyor. Hatta sanki aynı. Bu çok normal. Sadece olaylara yaklaşım DEĞERLERİ belirliyor.
    Ama nihayetinde  ''Hepimiz İNSANIZ.''

***************************
      Lafa çok dikkatimi çeken ANNE meselesinden gireceğim. Anlamadım nedir bu Amerikan sinemasında vefat eden ANNE den  dolayı altbilinç karmaşası.
      Elbette ki Anne kaybı korkunç acı, elbette ki altbilinçte çok şeyi tetikler. Benim demek istediğim; buan Oscar'a aday olanlardan WİLD(Yaban) ve Still ALICE'de işlenen buydu.


 
      Wild(Yaban) Cheryl Strayed'in romanından uyarlama . Madde bağımlığına kadar dibe vurmuş genç bir kadının, arınmak adına yaptığı uzun ve zorluğu doğa yürüyüşü.Flashbacklerdeki fluluklar bunun bir zihin mücadelesi olduğunu da anlatıyor. Kaybettiği annesinden dolayı aldığı yarayı betimliyor.Reese Witherspoon bu filmle, En İyi Kadın Oyuncu adayı. Ne yalan söylüyeyim, filme bayılmadım!
     R.Witherspoon'un oyunculuğu da aday olacak kadar şahane değil. Ama Hollywood Endüstrisi denen zeka çokkkkkkkkkkk ayrıntılı işliyor. Uyuşturucuyla mücadele de dolaylı anlatım kullanmak ancak bu kadar başarılı olabilir.  Bu film o bakış açısı ile muazam da denebilir:) İşte altını çiziyorum!



     STILL ALICE nasıl olurda UNUTMA BENİ diye tercüme edilir . Allahım yaaaaaaa:)
    Neyse bu senenin ennnnn gazlanmış filmlerinden biri bu!  Dilbilim Profesörü kadının Alzheimer hastalığının ilk devresinde ve hastalık sürecini izliyoruz. Alice Howland (Julianne Moore) ' un oynadığı karakter sıksık altbilinç flashbackleriyle ANNE kaybını yine fluluklarla görüyoruz. Hıııııııı anlıyoruz ki ANNESİNİ acı bir kazada kaybetmiş. Ve zihin acısını unutmak üzre, ona oyun oynuyor. Hayatını kolalaştırmak adına üç çocugu ve eşinin  mücadelesine hayran falan da kalmıyorsunuz. Ne bileyim yada ben kalmadım. Hatta bol bol Apple ve Pinkberry Yoğurtlarını ürün yerleştirmesi olan sahneler de gülme geldi:) İnsanın bu kadar gözüne sokulmaz ki. O kadar ki film arasından sonra salonda en az 20 kişi kaçık kaşık yoğurt yiyordu:)
      Oscar ' a En İyi Kadın Oyuncu adayı gösterilen Julianne Moore'a itirazım var! Bu filmle adaylık hııııı çok zorlama oluyor. Maps to the Stars ' da çok çok daha iyiydi. Ama dediğim gibi buara
 '' MUMMY '' takıntısı olan Hollywood'un altbilincinde var birşey ama , ne?
Alzheimer hastalığı denince hiçççççççççççç kimse kusura bakmasın benim hitim:
ÇAĞAN IRMAK'ın '' UNUTURSAM FISILDA '' filmi. Konuya yaklaşımı, işleyişi, flashbacklerdeki ''devamlılık'' özeni, geçişler, kostüm, müzik, kurgu.... Vallahi her anlamda mükemmel bir film. Hele de o OYUNCULUK . Hem de herbiri ayrı ayrı .Julian Moor'un karsısında oynayan herkes tırttt. Ama Hümeyra'ya eşlik edenlere bakarmısınız? Hangisini soylemeli?:) Işıl Yücesoy'mu, Farah Zeynep Abdullah mı, ya Mehmet Günsur .....Offff ki ne offfff !
Mesele bu hastalık üzerinden yapılan filmlere ödülse, değil Oscar'ı hiçbir ödülü kimselere kaptırmayacak tek kadın HÜMEYRA.
 
 
    Birde Still Alice de mevzudan dolayı aile bireylerinin tutumu, kadının kendine bilinçli yaklaşımı var yaaaaa . Eeeee bizim Burçin Orhon'un anlattıkları. Koy kamera çek ! Al sana Still Burçin filmi.
    Sevmiyorum bu Oscar'ın dayatmalarını!!!
    Mevzu buysa eğer, benim kalbimin Oscar'ı elbetteki Burçin Orhon'a ....

**********************
    SELMA ( Özgürlük Yürüyüşü) : Daha fi,lm başlıyor hoppppp nefesinizi tutuyor ve çok sahnede aman Allahım, eeeee sanki aynısı bizde varrrrr gibi diyorsunuz.

 
   ''1965'te Alabama eyaletinin Selma kentinden eyalet başkentine giden 87 km'lik bir yol vardı. Bu yolda o dönem ABD tarihine geçen üç protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Martin Luther King'in öncülük ettiği bu yürüyüşler, kamuoyunu harekete geçirdi ve dönemin ABD Başkanı Johnson Oy Hakkı Kanunu konusunda köşeye sıkıştı. Nihayetinde protestolar etkili oldu ve kanun çıktı.''
     Diye birçok yerde konusu özetlenen film valla hiçte o kadar basit değil. Birkere yönetömeni genç bir sinemacı KADIN!Ava Duvernay. İlk yönettiği filmi ve çok başarılı. Oyunculuklar yıkılıyorrrrrrrrrrrrrr. Mesajlar sahneler, yıldırma politikaları, şantaj kasetleri,tapeler vırvırvırrrrrrr hepsi acayip iyi işlenmiş.
    Ama benim vurulduğum bir sahne var kiiiiiiiiiiii İŞTE BU BEHHHH dedirtiyor!
    27 yaşındaki Jimmie Lee Jackson'ın polis tarafından ölümüyle iyice tetiklenen bu direniş çok şey çağrıştırdı. Dr. Martin Luther King 'in Başkana :''Bir Beyaz öldüğünde taziye mesajınız var, ama Jimmie siyah diye mi yok?'' dialogu kafama çivi gibi çakıldı. İnanın Gezi Parkı başta olmak üzre çokca mevzuda kendimizle özdeşleştirebileceğimiz muhteşem bir film. SELMA'yı görmediyseniz sakın kaçırmayın!
    https://www.youtube.com/watch?v=HEFRPLM0nEA
    Bu gece Oscar 'da hiç bir ödül almasa bile müzikte banko olacağı kesin kesin kesinnnnn!!!!!!
   
       American Sniper( Keskin Nişancı )


 Aman yaaaa çok berbat bir film. Valla açıkça yazıyorum sakın gitmeyin. Bradley Cooper oğlummm yaaa sen naptın öyle ? Diyesim geldi.  American Hustle de bile çok çok iyiydi. Bu film aptal bir ABD propagandasından öte değil. Hııııı anladık kesin nişancı psikolojisi işlenmiş hesapta. Ama tırtttt! LEON filminde Jean Reno'yu bu konuda tek geçerim!!!!
  
  
  
            Enigma - The Imitation Game


     Ve Allahhhhhhhhımmmmmmm sana geliyorum diyorum. Koca koca puntoyla yazsam da coşkumu anlatamam.Olamaz olamaz böyle bir muhteşem film olamazzzzzzzz .
      Ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing ve ekibi, Nazilerin kullandığı Enigma adlı şifreyi kırmak için, modern bilgisayarların büyük babası denilebilecek bir makine tasarlamasının etrafında dönen olaylar. Amaaaaa ne olaylar . Ay yokkkk yok hangi birisini yazsam.
      Alan Turing'i canlandıran o Benedict Cumberbatch varya o var ya oooooooooooooooooooooo ! Pes diyorum arkadaş.
       Bir matematik dehasının zihni bu kadar iyimi insan yüzüne yansıtılır. O kaygı , o gizli özel yanını bu kadarmı gizeme bürünerek perdeye yanıtabilir bi oyuncu. Keira Knightley son dönemde en en en iyi kadın oyuncu. Bu kadar mı gerçekçi olur .
       Turing'in Hitlerin Enigma makinasının şifresini kırmak için icat ettiği makinanın ismi Christopher. Turing okul yıllarındaki , ilk ve en büyük aşkı. Evet Christopher bir erkek ismi. Ve evet Turing eşcinsel. Fakat bunu öylesine saklamak zorunda kalıyor ki. Filmde ki tek kadın karakter K.Knightley'le nişanlanmaya kadar gidiyor. Ve ekip işini tamamlatıp savaşın kaderini değiştirdikten sonra, nişanlısına durumunu açıklayan Turing'in hikayesi muthiş.
    Yaptığı böylesi icada rağmen, eşcinsel olduğu için ahlaksızlıkla suçlayan İngiliz Hükümeti onu yargılıyor. Asıl dramatik olansa verdikleri ceza. Hadım etmek adına verilen hormon ilaçlarıyla büyük acılar çeken Turing sonunda siyanürle intihar ediyor.
      Filmin bir yerinde ekibe hep antipatik geldiği için aksaklıklar yaşayan Turing'in durumu düzeltmek amacıyla ''elma'' armağan ettiği sahne var. İşte o sahne de eğer algınız açıksa uzayan bunca yol sonrasın da APPLE ı ve tabii Steve Jobs'u görebilirsiniz.
      Apple logosundaki tek ısırıklı o elmanın, Turing'in ölmesine sebep o siyanürlü elma olduğunu anlamamak elde mi?
      Hele de şuanki CEO'su Tim Cook'un : ''Gay olmaktan gurur duyuyorum'' açıklamasını anımsayınca. Koskoca Apple'in Turing efsanesine selam çakmasına ayrıca saygı duymamak mümkün değil.
      Oscar gecesinde bu film çok ödülle dönmeliiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!!!
      Turing'le muhteşem bir manifestoyuda hayatıma kattım. Aslında zaman zaman bildiğim, ama bu şekilde dillendirmeyi akıl edemediğim o harika cümlesi :
 ''Bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri yapan insanlar, kimsenin ummadığı insanlardır''
      Tüm umulmayan insanlara, garaj çocuklarına burdan selam olsun.
       Hayaller gerçeğe giden en akıllı yolculuktur.....
************
    Hayde adet yerini bulsun Oscar Gecesi için kısa bir tahmin. Benim Filmin The Imitation Game- Enigma. Ama The Grand Budapest Hotel de ödül alsın isterim. Bridman ve Boyhood'u nasıl değerlendirecekler bilemiyorum. O iki film için uzun bir yazı yazacağım işte bunu çokkkk iyi biliyorum:)
     Michel Keaton ve  Benedict Cumberbatch  arasında en iyi erkek oyuncu kararımı veremedim. Ammaaa en iyi yardımcı erkek oyuncuda J.K.Simson Whiplash'te ki rolüyle almazsa vallahi çok bozulurum. Ayrıca Whiplash için başka başka ödüllerde olmalı. En iyi yabancı sinema Timbuktu ve Leviathan arasında gidip geliyorum. Ruslar - Afrikalılar fena halde sinema endüstrisini sallıyor ! Buda en iddialı lafımdır!Ahtııımmmm olsun!
    Buarada şu dedikoduyu yapmadan geçemeyeceğim. Jennifer Lawrence düşmeden iki ayağının üzerinde taytay durabilirse ne ala, zira onu çoktan geçmiş bir yıldız geliyor ki ahanda yazdım buraya: Keira Knightley . Oturun ve seyredin :)
   Her yıl şöyle bir bakar, sonra yatar uyurum dediğim işte bir Oscar gecesi. Ve sonunda uykusuz gecenin sabahı....
    ''Velhasıl kelam, Entertainment denen o endüstriyi hala en iyi Hollywood yapıyor arkadaş'' diyerek 06.00 da edilen kahvaltı.

NOT: Bu bir Oscar değerlendirme yazısı falan değildir. Ben kafama göre takılıyorum. bilginiz olsun....
 
  
   

      
   

 

  

    

18 Şubat 2015 Çarşamba

 

                                 KAPKARA ''KAR TUFANI''





     Nuh'un son sözleri: "Keşke rüya olsa" ............
    Gözüne uyku girmeyen ülkemin bıçaklanarak öldürülen gazetecisi Nuh Köklü işte son sözleri.
    Huzurla uyumadan göremeyeceğimiz RÜYA! Yazık ki GERÇEK-KABUS!
    Dün gece yine, geç saatlere dek Özgecan Aslan olayıyla ilgili gelişmeleri medyadan takip ettim. Hatta konuyla alakalı bir TV programın da, Kabataş uydurmasının baş ''uydurukçu'' kadının konuk olduğunu görüp İSYAN ettim! Elbette ki mevzu amacından saptı. Günlerdir elimiz bağrımız da izlediğimiz o anlatılmaz ÖZGECAN meselesi, böylesi bir program konuk organizasyonuyla  hepimizi dedirtti! Allahtan ki SOSYAL MEDYA var. Anında herkes aslanlar gibi protesto etti...
   Hemen hemen aynı saatlerde TBMM 'de ''İç Güvenlik Paketi'' görüşülüyordu. Ortalık karışmış, Milletin Vekilleri kan revan kavga görüntüleri sinir bozucuydu. Anlamadım iç güvenlik derken TBMM binası dış mıydı? Eğer dışsa bizim ''İÇ GÜVENLİK ''meselemiz ne kadar iç? diye abuk sabuk düşünürken....
   Dışarda kar iyice bastırdı...
   Penceriyi açıp sakince yağan kara baktım. Gece geç saatte uyumaya hazırlanırken, Özgecan' ın ailesini düşündüm. İlaçsız uyuyamıyorlardır kesin dedim. Ben bile buara ilaçla anca uyuyorsam onlar ah ahhhhh Allah sabır versin diyerek söylendim.
   Son kez söyle bir sosyal medya ya bakayım diyerek tableti elime aldım.
   Bir tweet la kala kaldım!
   Gazeteci Nuh Köklü kalbinden bıçaklanarak öldürülmüş!!!!!
   Nasıl olur? Niye? derkennnnnnnnnnnnn......
   Maganadanın biri kar topu vitrin camına geldi diye Nuh'u KALBİNDEN bıçaklamış.
   Bu kadar basit Mİ?
   Ne yazık ki evet....
   *************
   Ama ÖLMEK o kadar basit değil!!!!!
   Kendisini: ''46'lığım ben hemen çıkarım'' diye de ifade eden, hesapta esnaf, manyağın adaletle dalga geçtiği kadar basitleştimi ölmek? Akli dengesizlik raporu arkasına saklanıp, akıl durgunluğumu bizdeki HUKUK- ADALET? Kim deli, kim akıllı şimdi de bunu mu tartışacağız?
  Biliyor musunuz? Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Kliniklerin de , yatan hastalar birbirinden rol çalarlar. Bunu uzman Dr. arkadaşımdan, bir sohbet sırasında duymuştum. Yani birbirlerini taklit ederlermiş...
  Kanımızın donduğu bunca olayda ne kadar manyak varsa, onlara da emsal teşkil ettiğini unutmamak lazım!
   Ama memleketin meclisinden bile rol çalan varsa zaten vay halimize!!!
    Kanla Kapkara olmuş, SİMSİYAH ''KAR TUFANI'' çığ gibi hepimizin üzerine....

   **************



    İçi , kalbi cayır cayır yanan Özgecan'ın ailesine bakıyorum. Mezarı başında elinde gülle ''Kızım yavrum, gonca güllüm'' diye seslenen O Babaya bakıyorum.Nefesim kesiliyor!Duruyorum.    

    Mesajında o dik , o vakur, öğretici , o bu ülkede böyle insanlarda var dedirten İNSANLIĞA bakıyorum. Göz yaşlarımı tutamıyorum.Başından beri her sözcükleriyle , her tavrıyla insanlık dersi veren, ASLAN ailesine şükranlarımı sunuyorum.
    Cumhurbaşkanı'na '' Siyah Başörtüsünü'' yollayarak mesajını dile getirdiler. ASLAN ailesi: "Adalet yerini bulduğunda bu siyah başörtüsünün rengi de beyaza dönüşecek" mesajları da NET!
    Acıları çokkkk büyük!!!!
    Memleketin en başını temsil eden Merciine ''Siyah Başörtülü'' mesaj hepimize çok şey anlatır.
    Aslında hepimiz bir sürü nedenle : KAR-A YAZMALIYIZ....
****************
    Son günler de DELİSİ bile ''Ben 46'lığım yırtarım'' mealinden konuşan, tecavüzcüsü sapığı diri diri gencecik bir kızı kesecek kadar VİCDAN AZGINLIĞI ile cinnet geçirmek üzereyiz...
   İnsan Özgecan'ın ASLAN Babası gibi bir ADAM gemi yapsa da , ona binip kaçsak bu TUFAN'dan diyor. İyice SİMSİYAH olmuş bu tımarhaneden!
    Elimizde KAR KADAR BEYAZ  ÖRTÜLERİMİZLE .....
     Tüm bunlar ''Keşke Rüya Olsa ''...........

  

 

   

16 Şubat 2015 Pazartesi

KADINA ŞİDDET 'te MEDYA NEREDE???

 
   Bu resme bakıp da, çağrışım yapmayan var mı?
   Bir  ülkede çocuk yaştaki İNSANLAR ölüyorsa, KADINA ŞİDDET almış başını gidiyor ve ADALAET- HUKUK sistemine güvenmekte güçlük çekiyor ve ve ve MEDYASINI samimi bulmuyorsa bıçak çoktan kemiğe dayanmıştır.
   KADIN'ın gücünün neler yapabileği konusunda hiç şüphe yok. Ve işte bu dönemde #ÖzgecanAslan olayı çoktannnn dolmuş bardağın taşmasıdır. Kendi MEDYASINI, sosyal paylaşımda oluşturmuş halk bildik klasik medyaya asla reyting vermiyor. Yani kendisinin dışında kimseye artık güvenmiyor!
    Ama arkasına gücü ve samimiyetine güvendiği SANATÇILARINI da almayı ihmal etmiyor.
   Beren Saat bu konuda çok iyi bir örnek oldu. Hiçbir medya kurum-kuruluşunu araya koymadan,  Instagram hesabındaki ifadeleriyle  dikkatleri iyice odaklatttı!Onun bu özgüvenli, samimiyet ve tabii CESARET dolu ifadesinden esinlenildi. Ve #SendeAnlat hashtag ile adeta toplum psikanalizi oluştu. Milyonalarca mesaj,itiraf yağdı. Iki gundur ve hala trend topic listede 1.sırada...
  
    Kadın ve Aileden sorumlu Bakan Ayşenur İslam'ın taziye ziyareti sırasında protestolar, Bakan'ı istifaya davet eden ciddi bir kalabalık vardı.
    Elbette Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'ına Muhalefet Liderlerine kadar herkes olayı kınadı. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki kızı aileye taziye ziyaretine gitti.
Ama toplum üzerinde  O etki O sakinleşme asla oluşmadı. İnsanlar bu mesajları adeta hiç tınmadı bile...
    Toplumlarda eğer KADINLAR ayağa kalkıyorsa , çok şey değişir. Ve kadınlar YETER diye çığlık atmaya başladılar. Ve bu öyle bir ÇIĞLIK ki kulakları sağır edercesine.
     Tarkan'ın duyarlığını görmezden gelmiyor, Nihat Doğan'ın kabalığına öfke fışkırıyor, dakika da işini bitirtiyorlar.Tahmin edilemeyecek kadar güçlü KADIN yüreği,dayanışması var.
   Kendi adıma: Günlerdir mahvolmuş ruh halime, bu KADIN tavrı az da olsa UMUT veriyor.
    İşte tüm bu KADIN CESARETİ denen en gözü kara, en duyarlı, en kansız, en hakiki CESARETİN karşısında durmanın imkansızlığını sanırım herkes fark etti.


    Bakın iki resimde de görüldüğü üzere, konunun illüstrasyon çalışmaları çoktannnnnn yapıldı bile.  Böylesine güçlü sosyal medyaya ayak uydurmak konusunda, üzülerek MEDYA'yı eleştiriyorum.
    Hem de  medyayım diye geçinen, bu olaya vahim yaklaşanları hiç kefeye koymadan, onları hiç ciddiye almadan.
   Ben ciddiye aldıklarımı eleştiriyor, yetersiz buluyorum!
   Yazık ki hayatın gerisinde kalan  ''com.tr '' larınızı kapatın gitsin...

14 Şubat 2015 Cumartesi

#ÖzgecanAslan


       #ÖzgecanAslan Sözün bitip,kanın donduğu AN! Lanet olsun !!!!
       Sapıklık desen AZ! Hastalık desen AZ! Lanet desen AZ! Acımasızlık desen AZ! Vahşet desen AZ! AZ! AZ! AZ !
        Çok olan sadece ACI!!!!!!
         Suphi Altındöken ile yanındaki babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ve 20 yaşındaki Fatih Gökçe'nin isimlerini deşifre etmek adına burada yazıyorum! Baba -Oğul ilişkisindeki HAYVANLIK ÖTESİ durumu ise nasıl değerlendireceğimi bilemiyorum!!!!
        LANET! LANET! LANETTTTTTTTTTTTTTTTTT !!!!!!!

11 Şubat 2015 Çarşamba

İLHAN KESİCİ - AHMET HAKAN ve KAFAMDA ''KIRMIZI'' SORULAR???



  Bugün çok konuşulacak ama vırvırvır tartışılmayacak röportajla uyandık.
  Havanın buz gibi oluşu, fırtınanın bile sertliği işlemez. Bu zarif anlatım, hatta biraz espritüel yaklaşım ve tabii ANLAŞILIR ifadeler İlhan Kesici ' den geldi. İlhan Bey, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni Binhan Hanımla evli. Ara ara isimleri birbirine uygun çiftleri düşündüğümde aklıma en başta gelenlerdendir :)
   Hürriyet Gazetesi' de Ahmet Hakan'ın ''Çarşamba Sohbetleri'' konuğu İ.Kesici...
   Olağanüstü değerlendirmeler yapmış. ''TEK ADAMLIK'' meselesi üzerine tarihsel örneklerle gelmiş. Ve yok yok yok olmaz, olamaz demiş. Batılı Demokrasiler de bu durumu sistem ve kurumlar dengeler. Bizde ise 2.Adam hatta 3. adam daima vardır. Tabii bizim ''kurum ve sistemden'' çok adama önem veriyor olduğumuzu gösteriyor. Ama durum bu. Gelenekte YOK! Gelecekte de OL-MA-MA-LI! demiş.Osmanlıdan- Cumhuriyet Dönemi dahil harika örnekle bu durumu anlatmış...
   Biliyorduk, biliyorduk....
    O örnekleri görünce tabii yaaaa dememek elde değil! :) Hele de ''Padişahlık dönemim de bile tek adamlık yoktu, yanında Veziriazamlar-Şeyhülislam'lar vardı'' örneği şahane olmuş. Süleyman Demirel dönemi dahil birçok dönemi aynı mantıkta değerlendirmiş. İyi de yapmış...
    Ve ve ve hatta AK Parti'nin ilk dönemlerinin de bu geleneğe nasıl uyulduğundan bahsetmiş.Abdullah Gül- Bülent Arınç- Abdüllatif Şener 'i anarak birazda mazi kıvamında konuşmuş.
    Ahmet Hakan'ın :Çıkış yolunu nerede görüyorsunuz? Sorusuna : ''Keşke etrafındaki insanlar Sayın Cumhurbaşkanı'na bir münasebetle,Türkiye'yi bu kadar zorlamak doğru değildir.Zorlamayalım deseler.'' demiş. İlahi Sayın Kesici bir üstte etraftaki herkesin bir şekilde yok olduğunu söylüyorsunuz, sonra da bu. İyi de bu dediğinizi KİM söyleyecek? KİM? KİM? KİM? ...
    Ahmet Hakan Molla Güryani gibi demiş, Kesici ; Kanuni'nin süt kardeşi Yahya Efendi , A.Hakan; Abdullah Gül diye alternatifleri saymışlar.
   Vallahi ne yalan söyleyeyim bu bölümde sesli güldüm:) TEK ADAM meselesini bile yakınında söyleyecek kaç kişi Var? Kaldı? Kim? Kim? Kim?
    “Cumhurbaşkanımız denge falan istemiyor. Zaten AK Parti’de denge unsuru olan tüm isimler artık pasif durumda” sözlerini sürdüren Kesici, Erdoğan’ın ne kadar kuvvetli olursa olsun tek adam siyasetini yürütemeyeceğini vurgulayarak, Bu patlar. En diktatör komünist rejimlere bile uymaz. Düşünün Lenin var ama Lenin’in yanında Stalin var, Troçki var” demiş...Ve topu deliğe sokmuş.


     En en en üzerinde durduğum bölümse yaklaşan seçim falan değil. Gayet iyi bildiğimiz ama bir türlü net ifade edilemeyen ASIL DURUM tanımı oldu.
   Halkın, Oy verecek parti arayışındaki DURUM tanımı nedir? Sorusunun karşılığı gibi...
    A.Hakan : Ekonomik durum kötüye gidiyorsa... Halk neden AK Partiden vaz geçmiyor?
    İ.KESİCİ  '' Millet beni kim kurtarır diye bakamaya başladı. ''TAYYİP BEY'E OY VERMEYECEĞİM'' diye ayağa kalkmış etrafa bakıyor. Fakat sağına bakıyor, soluna bakıyor ... Sonra  biraz da ÇEKİNGEN bir şekilde yerine oturuyor ...''
   1 DK! 1 DK! 1 Dakikaaaaaaaaaaaaa !!!!!!
   Kafamda kırmızı sorular?
   Bizim tanımadığımız başka Tayyip Bey yoksa eğer,kasıt Recep Tayyip Erdoğan ise eğer.... Kendisi Cumhurbaşkanı değil mi? Anlamadım. Cumhurbaşkanı mı seçiyoruz? Yada şöyle sorayım: Cumhurbaşkan'ına mı oy vereceğiz?Öyle ise de Değil ise de: Cumhurbaşkanı ANAYASA gereği tarafsız olmak durumunda değil mi? Seçim konuşulurken Parti ve Liderlerinden çok niye Erdoğan konuşuluyor? Bu halk oy kullanmak için etrafa bakınıp sonra niye ÇEKİNGEN bir şekle bürünüyor? Yoksa korku denen duygumu tarif ediliyor? Bu korku neden? Kim den korkuluyor? TEK olmak korkutan mı- korkulan mıdır?
   Bu TEK ADAM meselesinin uzun süre tartışılacağı kesin.
   İlhan Kesici'nin seçmenin davranış analizi oldukça realist. ''Ekonomide daralma başlayınca seçmen davranışı değişir. Seçmen eskiden aldırış etmediği konulara yönelir. - Vay sen Saray yaptırmıştın- diye başlar itiraza''
   Onu bunu bilmem ama Saray itirazından önce daha bir sürü konu olacağı kesin. Çünkü ekonomi daralmasını da geçtik, fena halde bir ÖZGÜRLÜK DARALTILMASI VAR ....
  
   Tek Adam Özgür ---- Özgür Adam Tek arasında uçurum var...
   İlkinde sadece 1 kişi diğerinde herkes ÖZGÜR ...
   
   
  

3 Şubat 2015 Salı

Sayın BAKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ ve SUPER BOWL


   

   İnanmıyorummmm! Şampiyonluk Maçları: Benim ülkemde değiştirdiği kadar,kimsenin ülkesinde DURUM-RUH-PSİKOLOJİ değişemezzzzzzzzzzz!!!!
   Uhhh Haaaaa Dev adam 12 dev adam hatırlıyan var mı? Demeyeceğim unutan var mı? Yada Tarkan'ın BİR OLURUZ sarkısıyla 2002 de coşmayan var mı?
   Daha bu sezon Fenerbahçe'nin Şampiyonluk maçında Şükrü Saraçoğlu'ndaydım. Fenerbahçe şampiyonluğu cezalı olduğu için KADIN ve Çocuklarla karşılamıştı. Dilber Ay'ın ''Akşama Geleceğim'' şarkısıyla coşarkennnnn...... O da ne ? Herşeyden cezalı Başkan Aziz Yıldırım!dan hala nedeni, tavrı anlamadığım bir fırça yemişti. Alt bilinçte malum durumdan dolayı kimse sitem etmemiş, garip bir sessizlik sonrası yine millet eğlenmeye ''korka korka''devam etmiş ki:)
   Ya zaten Fenerbahçe cezasından kadın ve çocuklara oynuyordu:) Hayır KADIN&COCUK 'u ceza görme kafası ayrı bir tartışma konusu da....Cezaya mı yanarsın? Hevesini, neşeni gursakta bırakan fırçaya mı? :))))))

   Ertesi gün canlı okumasa da şarkısı çalınan,elimden ismi yazılı Fenerbahçe formaıyla Dilber Ay'a gitmiştim. Kendisi Galatasaraylı olmasına rağmen ''Zorundamıyım?'' demeden, formayı kompleksizce giymişti:) Sonra bir sürü yerde hep giydi:)
    Oysaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bizden neler çıkar. Super Bowl da ne beeeeeee!!!!!!!!
   
        Haaahahahaaahha Super Bowl’un 19.5 milyar $ iş hacmi yaratmış mişmişmiş:)
      İyide BONKORLÜK denen olağanüstü duyguyla var mı alakası?
      Mesela: 
     Fenerbahçe Şampiyon olunca,bedava gazoz dağıtan bakkal Oğuz abi, Beşiktaş Şampiyon olunca Mevlüt abiden bedava dondurmalar, Galatasaray Şampiyon olunca Çankayaaaaa Basmaneeeeeeeeeee- Çankayaaaaaaaaa Bedavaaaaaaa diye minibüs Şoförü CimBomlu Arif kadar kim bonkör olabilir ki? :)))
    Yemin ediyorum ailemden biliyorum. Beşiktaşlı Dayıma Şampiyonluklar da yaptıramadığım yoktu:) Kırmızı topuklu ayakkabıdan, file çoraba kadar aldırmışlığım vardır:)
    Dün gece Super Bowl denen OLAYI izledim. Olayı diyorum. Çünkü ENTERTAINMENT denen endüstrinin ucu bucağı olmadığını anlamak, başlı başına olaydı. O bildik Meleklerdennnnnnnnnnn , O ezberlediğimiz içeceklere , o en lüks otomobil markasına kadar hangisinin reklama ihtiyacı vardı?   


     Yoksa reklam tükenen bir kavram mıydı?Entertainment organizasyonunun dahili olmak ise, yeniden doğmak mıydı ne???
    Öncesindeki Playboy partisi, tanıtım filmi, Showlar vs muhteşemdi.Kulisler, dedikodular, müzikler, ışık, görsel,ve ''promosyon'' denen o endüstri tavan yapmıştı. Rakamlar ise telaffuzu mumkun değil. Zira Amerika nasıl omuz omuza yeni bir endüstri oluşturulur ve tavan yapar ders gibiydi. İşte bunu görüyor,canlı şahit oluyorduk...
   
   Maçın skoru ne dersek kim bilecek?
   Hadi ayıp olmasın ben yazayım?  Super Bowl'da kazanan, Seattle Seahawks'ı 28-24 yenen New Englang Patriots oldu.


  

       Size yemin ediyorum dünyada bu takım isimlerinden daha çok bizimkiler biliniyor. Misal git Brezilya ya , Fenerbahçe yada Galatasaray de , yada Arjantin de Beşiktaş de.... Oooooooooo diye girilen sıcak reaksiyonla karşılaşmasanız ben de birşey bilmiyorum:) Sırf bu nedenle bir sürü kankanız olur :)
    Aslında bizim klübler farkında olmadan Dünya çapındalar. Ahhhhhhhhhh birde işi kompleksleri aşıp SHOW' a dönüştürebilse... Ah ahhhhhhhhhh diyorum!!!!!!!!
    Mevzuya her türlü dikkat  çekiyorlar. Ön dedikodular zaten alıp seni olaya sokuyor. İnsan en önemli oyuncunun final maçındaki sağlığından endişe etmez mi? Al buyur işte:
   
  '' Tom Brady Super Bowl finaline sıkıntılı geliyor. Takımının yıllardır havası indirilmiş toplarla maç kazandığı suçlamalarına göğüs geren Tom Brady final haftasında bir de ağır griple savaş veriyor. Kimden bulaşmış dersiniz? Dünyanın en çok kazanan top modeli olan eşi Gisele Bündchen'den'' Bak bakkkk :)
   Yok KIZAMIK SALGINI dedikodusu...
 
   
   Düşünün KIZAMIK her koşulda bulaşabilecek hastalıktı dıııııı. İyide Babaannem döneminde:) Niye şimdi korkutucu biçimde gündemde? Ehhh tabii herkes her tür mesafeyi kollasın diye...
   10 numara çalışan bir TOPLUM - SAĞLIK ZEKASI ...

   Tanıtım için 21 adet reklam filmi çekilmiş. Kim Kardashian'dan Mercedes'e ilk kez Super Bowl reklamlarında yer almıs.Var olmayan yok!

   Ahhh ahhhh ben bir ürün olsam yeminle sadece böylesi bir organizasyonda var olurdum...Sonrası Allah Kerim MARKA olmak garanti :)


 Katy Perry , Super Bowl'un devre arasında düzenlediği 13 dakikalık şovuyla hayranlarını büyüledi...
     Allahaşkına vayyyyyyyyy ben devre arasında 13 dk cık insanmıyımmmmmmmmm diye tuturmayacak bizde kim var? 1 dk 1 dk 1 dk!!!!!!! Bu kompleksi aşmış TARKAN var, AJDA var ,SEZEN var . Var da varrrrr. Daha ismini heyecandan sayamadıklarım var .............


    Siz şu işi böyle Showa dönüşün, kafaları değiştirin ! Bakın o zaman ASLANLAR gibi daha neler var nelerrrrrrrrrrrr....

    Beni en çok heyecanladıran salon algısı . Vallahi az değil....


     Fenerbahçe-Ülker Arena salonu. Daha geçenlerde ünlü tenor Placido Domingo konser verdi. Mutlu olup yasaaaaaaaaa Murat Ülker dedik:)Ve muhteşemdi..........
     Bu olağanüstü olayın gerçekleştiği salon adı ise : Mercedes-Benz Superdome...

   
      Mesele Spordan dayalı ENTARTAINMENT ENDUSTRI ise evrensel düşünenlere takımlar farklı olsa da spor tabelası kaç yazar?:) Aslında emin olun hiç kimse Seattle Seahawks-New Englang Patriots çokta anımsamayacak. Yenen yenilen de tarih olacak. Ama SHOW hiç unutulmayacak.


     Sayın Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç:  Lütfen biz potansiyel olarak, bu kadar hazır olduğumuz Endüstriden avucumuzu yalamayalım...........
    Hiç kimse yoksa biz varız!!!!!!!!Mevlüt abinin dondurması, Arif'in Çankaya'ya bedava Ulaşımı, bedava gazozcu Oğuz abi var emin olun...........
   Entertainment Show in Turkey diye Google görselde arayınca bir tane KLUB-TAKIM fotosuna rastlasam dişimi kıracağım. Daha da garibi habire oryantal fotoğrafı.
 Sayın Bakan biz bu kadar mı iyi sallıyoruz? Demekten kendimi alamıyor veeeeeeeeee bu yaştan sonra kızamık olmaya razı olduğumu  belirtmek istiyorum.
  Oryantal kötü bir şey değil elbet, ama kızamık olmak da eğlenceli:) En azından renk katıyor:)
   Bizim rengarenk olmaya, canlanmaya çok ihtiyacımız var........
   Super Bowl Halftime mı geçiyorum. Bir BREAK diyorummmmm .......
   Hayır, bir BEŞİKTAŞLI olarak niye böyle bir showa şahit olmayayı?Yada en yakın arkadaşım Sevinç bir Fenerbahçeli olarak niye bu adrenalini yaşamasın?Soruyorum ........