30 Eylül 2011 Cuma

SÜPRİZ SÖYLENMEZ ! ŞİFRE :'' REMEMBER ''




                       Cuma günü ritüellim dedim . Emin olun Cuma günleri hele de akşam saatleri benim için harika geçer . Belki de buna inandığımdan ekstradan bir süpriz beni bulur . Kızlarla bu günü siyah - beyaz konseptte yaşama kararı üstüne telefonda konuşurken . Laf lafı açtı . Ve siyah - beyaz fotografın ilk sözcüğü slogan oldu : '' HATIRLADIN MI ? ''  Bir nevi REMEMBER modundayız .
                     Hoş bugun pek dışarı çıkmayı hedeflemesekte ; anladık ki ev bize dar gelecek . Aniden verilen karar ile acil hazırlanan kadın hallerini bilmeyen yoktur .Hem stres vardır , hem de fena halde eğlence ...
                     Ben şu koşulda işin eğlence kısmındayım . İlk kadeh serin bir Rose tercihim . Ayna karşısında makyaj yaparken sanki lezzetine lezzet katılıyor . Elbette müzik açık . Ve konumuz '' Remember '' olunca bu parça tam bu an bana göre :) İnanın ayna ile elbise dolabı arasındaki duvara minimum yirmibeş kez toslamışımdır . Elbette henüz bir yudum aldığım Rose dan değil . Yahu dans ederek giyinmeyi , makyaj yapmayı denemiyen varmıdır acaba ? :)
                   Bu Cuma da Şarap Şölenim siyah - beyaz dan etkilenerek Remember' a geldi . Süprizimlerimi hatırlayıp yine ve defalarca şükrettim ....
                    Summer love - Remember ile müziği başlattım ... Oooooo bu gece daha neler neler '' Do you Remember ? '' ( hatırlıyormusun ? ) mevzularına gider...
                   Neyse şimdi benim çokkkkkkkkkk acelem var ...Şarkının
                   In a while...Maybe you remember ......... ( Bir ara ,Belki hatırlarsın )
                   Kısmına gönülden katılsam da , vücud dilim telaşdan olmalı 
                   nanananananananaeh , nananananananow  nakaratında :) Siz parçayı dinlerken ben uçuyorum :) Online yaşamaya devam .....
                   Ne çok REMEMBER olan şarkı var . Haydi bu geceye uygun çalma listesi ....


Not : Kızlar video daki arkadaş David Tavare ...Kim ? Kim ? Diyenler için . Anımsatayım dedim :)



                    










CUMA RİTÜELİM

                   Cuma ritüellim .... Akşamları  kızlarla çeşitli konseptler içinde şarap içmek . Ben sadece Cuma yı Ctesiye bağlayan akşamlar '' beyaz yada  rose '' şarap içerim . Bu bir prensip değil . Prensip kelimesi olayı sıkıcı bir imaja büründürüyor ...
                 Oysa biz çok eğleniyoruz . Deşarj oluyoruz . Eğlenmenin içinde gözyaşı da var . Aslında bu bir tür '' ENTERTAINMENT '' ...
                  Bu hafta '' siyah - beyaz '' dokuların haftası .... Nostalji kıvamında ... Siyah beyaz fotograf karelerindeki gibi duygularla olacağız ... Bunda  benim etkim var mı ? Bilemem . Ben teşvik etmem . Fakat tetikliyici özelliğime engel de olamıyorum ....
               Belki İstanbul ' da ilk Sonbahar etkisi , belki bu siyah beyaz fotograf .... Ama sunu iyi biliyorum ki : Hüzün uzun soluklu hiçbir zaman değil ....
           Neyse lafı çok uzatmıyayım .... Çünkü hazırlıklara başlamam lazım :) Acelem var :) Online yaşam demiştim . Ben sözümün eriyim :) Beni en iyi sadece '' KENDİM '' gözetlemeliyim ....
            ..........Evet başlasın Cuma Törenleri Hazırlıkları ...Oleyyyyyyyyyyy.

SCARLETT JOHANSSON SİLİVRİ 'YE GİDER Mİ ?


                Şu telefon dinlenmeleri , deşifre edilmelere bugun yine şöyle bir baktım . Sosyal paylaşım sitelerinde enteresan yorumlar var . Aslında hic reaksiyonsuzluktansa ; bu ıyı bır sey . Fakat tatsız ve cok fena olan su : siz empati dıyorsunuz ..Empatının devrı yoktur dıyorsunuz . Devir bizim devir gibilerden yerli yersiz sımarıklık hakkaten cahilce .. Insan dusmanının tecrubesiden bıle ders cıkarmayı bılmelı ... Aptallık ohhhhh dıyebılmenın gafletidir ....
              Günlerdir yine Ergenekon davasından tutuklu yargılanan gazetecilerin durumu konusuluyor . Hicbir sey yeni ve şasırtıcı değil . Telefon dinlemelerinin kamuya deşifresinin çok anlamı yok . Zaten kamu ilgilenmiyor , okumuyor ki … Yani bu telefon mavralarını halk ciddiye almıyor ! Ciddiyet ‘’ Adalet sisteminin ‘’ işleyişindedir . İnsanlar bir gün ben de dinlenirim endişesini taşımıyor . Çünkü ‘’ basite indirgenmiş şeyleri umursamıyor ‘’ !!!Ama bir gün ‘’ yargıya ‘’ işim düşerse , yürümeyen bu sistemin içinde vay halime , Allah korusun diyor ….
             Olaylar yazık ki böyle aka dursun , günler saçma sapan ‘’ mahalle dedikodusuyla ‘’ kazan kaynasın .Mahallenin en dedikoducu , en nispetçi kişilerine şunu hatırlatmakta fayda var . Kimse sizi de takmıyor !
          
            *****************************

              Keske  Scarlett Johansson kadar cesur olsalar ... Kadının mahrem fotografları sızdırıldı . Hem de kendi telefonuna kayıtlı görüntüler . Yani işin içinde birincil suç : ‘’ HIRSIZLIK ‘’ var ! Üzüntüsünü dile getirisi bile cok onurlu ve cesur bir '' isyan '' ! Böyledir işte : Kadın olmak cesur bısey ...Kadının korkutuculugun sınırı dahi yine kendisidir .....
            Bu koşulda maherminin deşifre edilişiyle Scarlett Silivri sakini olur mu ? :) Emin olun aklımdan geçmedi degil . Absurmü ? Evet absurt . Ama ne '' absürt '' değil ki ?
            Daha absürttünü istiyorum . Keşke herkes çıplak fotografını kendisi yayınlasa .Belki boylece kimse sinsi sinsi takip edilmez . Absürtlüğün sınırı yok iste buyrun :)
             Mahalle de sacma sapan kabaran insanların icinde farkındamısınız kadın yok .... Devir bizim devrimiz diyenlerin nerdeyse tamamı erkek !
         S.Johansson'ın dedıgı gıbı : '' AMA BU HAKSIZLIK ! '' ....
         Evet haksızlık ötesi kabus gibi . Teselli ise : Dınlenmek , mahremiyet de bir gün ozellıgını yıtırecek .... Onemsenmıyecek ... Dalga gecılecek . Cunku daimi kayıt altında yasamak gercekten hayatta kalmak isteyenleri bıktırıcak . Ve herseye ragmen herkes dibine kadar '' yasayacak '' ..... Ve kımse kımseyı desifre edılısıyle degıl , kendini desifre etme tercihleriyle ilgilenecek .....
        Kendini deşifre edenlerin cesareti , deşifre edilmeye ‘’ ohhhhh diyenlerin ‘’ korkaklığını gömecek , tüketecek !!!!
        Çıplak olmanın ‘’ Çırılçıplak Dürüstlüğü ‘’ paidar kalacak!
        Neye gore kayıtlanmak , ne ye gore kayıtlanmamak ? Iste gorecelı bu kavram zaten olayın ne kadar sacma sapan oldugunu gosterıyor ...Nemalanmaya çalışmak ise emın olun cok cheap :) 
        Değerler değişken . Silivriye bugun gülen , yarın orada olmayacağını neye göre garanti etmiş olabilir ki ? ( Burada ağlanacak hale gülünecek :) ) .....
          Kayıtcılar bu ucuzlugu anlayıp vaz gecince , asıl o zaman ucuz seylerle eglenenler napıcak ? Iste ben sımdıden bu sahneyı dusunup cok guluyorum ..... Malzemesi insanların mahremiyeti olanlar malzemesiz kalacak ... Ruhsuzluklar meydana cıkacak ..Everybody , Smile Please :)
             Scarlett ın basına gelen buara FBI tarafından arastırılırken , kadının isyanı taktirlik ... Hıııı bide hormonal anlamda malum donem degıldır . Eğer oyle olsa bu kadar kıbar olmazdı .Kendımden dolayı emınım :) Sadece bir yumşak ve ıyı nıyetlı ... Ulkem de olsaydı eger :’’ FBI kım Scarlett’cim nihayetinde ? ‘’ demeyi cok istedim ....
             Durumun vahim ve igrenclıgıne kulak asmayıp , bide cok sahane biseymis gibi şımarıklık yapanlara ofkelenıyor , isyan ediyorum ... Ama sonra geciyor . Belki sabır , belki kin tutamama ozelligim bilmiyorum .... Ama ileriyi gorerek '' hersey guzel olsun dıye gayrete devam edebilmek benim en sevdiğim ozellıgımdır '' ...
           Cesaretle kendime yürüyorum …En azından kısa vadede ( buan ) icimi yumsatıyor , yıpranmama engel olup , hayal kurma konforuma devam etmemi saglıyor ...........
         

MAKEDONYA'DA EMİNE ERDOĞAN'DAN EVRENSEL MESAJ

   
       Bu gün  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak ''ANA'' ile Makedonya'nın başkenti Üsküp'e gidisi ve oradaki temaslarının yankıları haber sitelerinden duyurulmaya başlandı ….

     Başbakan Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve bazı milletvekilleri de eşlik ettiği Türk Heyeti askeri tören ile karşılanmış .
   
     Makedon kültürünün Türk Kültürüne uzak olmadığı bilgisi hepimizce az çok bilinir . Bu an dünya da olup bitene baktıkça tarihte yepyeni sayfaların açıldığına hep birlikte tanıklık ediyoruz .
       Başbakan’ın özellikle son dönem dünya liderliği konusunda hayli iddialı duruşunun etkisi  tartışılmaz . Kendisi de bu özelliğinin farkında olmalı ki , gittiği ülkeler de ‘’ o ülke ‘’ halkını yakından ilgilendiren mesajlar veriyor .
      Henüz yorumu gazetelerde olamayacak kadar sıcağı sıcağına mesajı : ''Hiç endişeniz olmasın, Makedonya AB'ye bizden önce girer. Biz sizden sonra gireceğiz. Onun için ben şimdiden hayırlı olsun ... ‘’ diyerek Makedon halkına verdi  bile ….
      Fakat bu misafir olduğu ülkeye verdiği moral dolu mesajın ardında sanki asıl mesaj var . AB ‘ye Türkiye adına verilen mesaj …..
       Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla dercesine bir yaklaşım . Zira Makedon halkının AB ye girmesine hiçbir itiraz yok . Aksine çok seviniriz . Fakat Başbakan’ın konuya ilişkin mesajına dikkatlenirsek : Müzakere sürecinde biz daha aktif olsakta , Yunanistan’ın NATO konusunda engeline rağmen bizim ısrarlı desteğimize vurgusu mühimdir .
     Bu seyehatte Sayın Emine Erdoğan Kızı Sümeyye Erdoğan ile birlikte esnafla sohbet eden Erdoğan, ardından Osmanlı eseri Kurşunhanı Çarşısı'nı gezmişler … Gazetecilerin sorusu üzerine  Emine Hanım Kürt annelerin çağrıda bulunmuş .
        Emine Erdoğan, "Tabii ki yüreğimizde hissettik. Bundan gerçekten çok huzursuz ve mutsuz olduk. Bütün kadınlar anneler adına aslında ne diyeceğimi bilemiyorum. Gerçekten bu bir vahşet yani. Ama buna bütün annelerin bütün kadınların kınaması protesto etmesi gerekiyor. Bilhassa Kürt annelerinin. Başbakan'ın dediği gibi, beyaz yazmanızı ne zaman yere sereceksiniz? Onu bekliyoruz. İnşallah kadınlar bu bilince sahip olursa, terör barınamaz. Bugünleri bekliyoruz inşallah" diye duygularını iletmiş …
          Aynı sıralarda yine , Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Makedonya Başbakanı Nikola Gruevski ile düzenlediği ortak basın toplantısında geçen şu ifade : ‘’ Artık küreselleşen bir dünyada, güncellenen bir dünyada yaşıyoruz, barışın egemen olması gereken bir dünyada yaşıyoruz. ‘’ ….. Çarşıda seslenen Emine Hanım ‘ ın mesajı kadar evrensel değil …
        İçinden geçtiğimiz şu günlerde ben Emine Erdoğan’ın söylediklerini daha küresel bir anlayışta buldum .
         Diplomaside küresellik kavramlarını sonuna dek desteklesem de ANNELIK KADAR EVRENSEL başka bir duygu düşünemiyorum …..
       

 

 


   
      
      

29 Eylül 2011 Perşembe

ZİNCİRLİKUYU ' DAKİ '' CENİN ''

       Ölümün acı ağırlığında , cenaze '' hafif ''kalktı demektir teselli . İki gündür Ertuğrul Özkök Zincirlikuyu'dan bildiriyor . Acısı olan insanların birde cenaze işlemleriyle ugraşırken o zorluklar hepimizce malumdur . Sevindirici olan '' yeni devirde '' gayet kolaylasmıs . Çok yakınlarının, sevdiklerinin ustune toprak atmıs biri olarak kalpten soyluyorum : '' taktire sayan bir durum '' ....
      E. Özkök'ün yazısının bazı kısımlarında , sanki hersey ceneza fabrikasyonu gibi gorulse de , bu kadar kalabalık bir sehir de bu otomatiğin olması cok mühimdir . Ölmeyen bilemez ! Son derece onemli bir yazı , son derece onemlı ( Adem Avcı ) mulakattı .... Ölüm fabrikasyon degildir .Ama ne zaman ? kime ? nasıl ? Bilinmezligi cenaze rutini yaratmak mecburiyetinde ... Hele de Müslüman bir ülke de ....
       AKP Hükümetinin '' cenazeyi sahiplenme '' özelligi sanırım gelmiş geçmiş bir cok hükümete ciddi fark atar . En azından ben kendime adıma teşşekkür ediyorum . Şimdiden haklarını helal etsinler ....
     Oysa ki ruhum da bu kısa yazı dizisi ; devletin vatandaşın acısına kolaylıkları , cenaze - mezarlık tarihçesi konusundan bambaska bir noktaya taşındı .....
      Tesadüfsüz Kaderler .........
      Sinema da '' çapraz kurgu '' tekniği gibi kaderler ....
      Dün baslayan ''Zincirlikuyu '' yazısını okuyanlar , aynı gun Batman ' da '' isimsiz bir bebegin '' ölmüş bir annenin Mizgin 'nin karnından bir kurşunla fışkırmasını da okudular .... 

    Acı üstüne acı vardı . Ailece otomobilin içinde alçak terörle tanışan minicik dört kız çocugu . En küçük kardeşlerinin ve annelerinin ölümüne şahir pldular . Yaralı olmasına rağmen otomobili durdurmayan babaları şimdi hastanede ...Başına gelen bu felaketi bilmiyor . Heyecanla beklenen bebek ise adı konmadan '' Türkiye'nin isimsiz ACI '' larına eklendi ....

     Gariptir . Bugun '' Zincirkuyu '' yazısı bitti . Plasenta  bebekte zaten küvezdeki savaşı kaybetti ....
     Zicirlikuyu tabut imalat atöyesinin fotografına bakınca : Fiks ölçüde oldugu gayet belli ,tabut kapaklarının .İlk anda  sankı dev yelpazeler çağrıştırıyor. Oysa '' O '' bebek cesedi rengarenk bir naif battaniyede tasınıyordu . Hersey o kadar hızlı ki fabrika o mınıcık bedene özel tabut yetistirememismiydi ? Demek ki ölüm her dil - din - cografya da fiks anlayısla '' Memonto mori '' idi . Ama ya cenaze ? Cenaze fiks degildi ..
     Ertugrul Ozkok bu yazıya basladıgında muhtemelen henuz bu olay olmamıstı . Ve bebek anne karnında bir CENIN idi ...
     Cok garip bir '' capraz - paralel kurgu '' oldugunu gorup urperdım . Bazı insanların kader yolu hesapsızca kesisir ....
     Cenin olmak ile Ölmek arasında kalan bu yol '' hayat kordonunu çeke çeke şişesiz mektupları , adressiz postalıyor '' ..
     Bu denk gelıse şaskın olmadıgımı aslında net soylemelıyım . Bır ınsan zaten kendı cenazesınde Mahler'in 5.Senfonisi niye ister ki ?
     Simdi bu an olan bir sey degıl ! Gecmisteki yazılara bakıyorum . Zincirlikuyu da cenin olmak tesaduf olmaz ...
     Etrafa bakınıyorum ... Bu capraz ılıskıyı goren bir kisi bile yok ... Belki bende ölü cocuk algısında , gozume sokulan herseye fena halde körüm ....Yada sadece hala cenin gibi garip garip hareketler yapıp , hayatta kalmak için O KORDONA tutunmaya calısıyorum ...
     Net bildigim ise :Dev yelpazelerin ardında koca memeli cüce kadınların asla flemenko dansı yapmıyacagı . 

     Aslın da bu denk gelen kader yollarına bakınca  '' ne cenin tam cenin ne de ölüm tam ölüm '' ...
     Batman 'nın Ömergöze Köy mezarlığın da .....
     Ceninle - Ceset arasında uzun uzun çalan o şarkı :
     Mahler 'in '' Ölümüş Çocuklar '' eseri .....

     

*E.OZKOK : '' Cenin 8 mayıs 2005 '' yedi kücük cenin '' makalesinden alıntı :
 Bir gün ya muzip ya da kötü biri, halatın ucunu, bitiş noktasından alıp rıhtıma çekince, kör askerler birbirlerinin ardından denize düşüp ölüyordu.

‘Cenin' işte öyle günlerden birinde kafama takılmıştı.
Hayat kordonunu çeke çeke, ana rahmini arayan bir cenin.Dedim ya öyle günlerde bütün hayat kordonlarımın ucu, karanlık rıhtımlara açılıyordu.Kendimi derin sularda buluyordum.Durmadan Mahler'in ‘Ölmüş Çocuklar Şarkısı'nı dinliyordum.Durmadan mektuplar yazıyordum.Hepsi de şişesiz, hepsi de adressiz mektuplardı.Bazıları da kendi kendine adres bulan mektuplar




* Sinema capraz kurguya en bilinen ornek : King and Country (Joseph Losey, 1964 )  paralel kurguya örnek olabilecek iki sahne içermektedir: yağmurda askerlerin bir fareyi kıstırıp oynamaya çalışmaları, ve bir firarinin barakalar içinde yapılan duruşması. Burada, firarî askerin içinde bulunduğu kötü durum ile farenin içinde bulunduğu kötü durum birbirleriyle benzeştiriliyor. Fare de, firarî asker de kurban durumundadır – firarî şüpheci askeri kuralların, fare ise askerlerin can sıkıntısından kaynaklanan bir zulmün kurbanıdır.

HERSEY O KADAR ''ONLINE'' Kİ ...

               Nasıl da benim aklıma gelmedi Blog yazmak ! Fakat hayatı öylesine 7/24 online yaşıyorum ki ...Blogger olmakta gözümden kaçmış diyelim . Benim gibi trendleri kovalayan biri için olacak iş değil ! Belki de '' blogger olmak o kadar da trend değil '' :) 
                Saçmalamaya doğru giden üst satır için hemen frene basıyorum .....Ani fren takla attırır elbette ...Anında sıcagı sıcagına burada yazmaya çalısacağım ...
                Zaten daima yaptığım gibi '' online yaşıyacağım '' ....Hatta oyle aceleci davranacagım ki ; az once açtığım bu bloga daha dogru dürüst tasarım dahi yapmadan dalış yapacağım ...Şimdi tam buan '' taze taze gundemden yazdım bile .... '' 
               ONLINE olmak derken  , bloggumun mantığı budur ... Hayatın içinde akan digital paralellik bizi '' akışta '' tutacak ...
               Katılmak isteyenler buyursunlar ... Cok sevinirim ...
                Simdi cok acele ilk yazımı ekliyorummmmmmmmmmmmmm ...

               Sevgiler ....................