19 Ocak 2015 Pazartesi

TAMER KARADAĞLI : SAMİMİ ve CESUR....



      İşte aslan yürekli ''TAŞ FIRIN'' insanı. Özellikle erkeği demedim. Çünkü yürekli olmanın, açıkça kendini ifade etmenin cinsiyeti olur mu?
      Herkesin içinden geçeni nasılda açık yüreklice söylemiş Tamer Karadağlı. Açıkça ve Saygılı. Bu ince dengeyi belki de herkes kuramadığından mıdır ne ... Ver yansın ediliyor kendisine.
Neymiş efendim?! ''Sayın Erdoğan’dan korkuyorum!'' demiş. Vay efendimmmmm ''Kortugunuz için mi bunları yaptınız?'' diye başlayan ağıza alınmayacak ifadelerle linç!
   1 DK! 1 DK! DURUN! Ne demiş Tamer Karadağlı:
* '' Şu andan bahsediyorsan, elbette ki yok. Sanatçılar kendilerini rahatça ifade edebiliyorlar mı, korkmadan çekinmeden konuşabiliyorlar mı? Elbette hayır. Her dönem hükümete yakın ünlü sanatçılar vardı. Ama son zamanlarda o daha da yoğun olarak gözlemlenmeye başladı.''
YALAN MIIIIIIIIIII ?
* '' Genel bir korku var herkesin üzerinde ‘Aman şimdi ters gitmeyelim iş bulamayız, kanallara baskı olur, rol bulamam, aç kalırım" diye korkuyor insanlar. Maalesef bu böyle bir dönem. Bu sadece sanatçılar için değil, iş adamları için de böyle. Herkes kıyma yemiş kedi gibi.''
YALAN MIIIIIIIIIII ?
* '' Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan korkuyoruz. Ben de dahil hepimiz bu korkuları yaşıyoruz. Herkes ‘aman ters gitmeyelim, yanlış algılanmayalım’ derdinde. Kaç kişi tanıyorum yıllar önce farklı, şimdi farklı olan. Korkulan şey ekmeğinden olma korkusu; aman yanlış bir şey söylemiş olurum içeri alınırım. ''
YALAN MIIIIIIIIII ?
* '' Korku tehlikeli bir şey, korkuyla bir şey yapmamalısınız. Sayın Cumhurbaşkanı ile ortak bir platformda tanışıp sohbet edebilirsiniz. Benim makama saygım sonsuz. Üstelik bunu yıllar önce söyledim diye bu ülkede herkes küfür etti bana ''
YALAN MIIIIIIIIII ?
* '' Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kürsüden Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan demesi gerekirken Recep Bey demesinin makama saygısızlık olduğunu söyledim. Neticede Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmek zorunda değilsiniz ancak makama saygısızlık edemezsiniz. ''
YALAN MIIIIIIIII ?
* '' Gezi olaylarına gittikten kısa bir süre sonra yarışma programım bitti. Ve nedense ikisi aynı döneme denk geldi. Sizce ben daha farklı ne düşünebilirim? Ben de açıkçası bu olayların hepsini onlara yordum ve buna inandım. İşte bunlar bizi korkutuyor. Ayrıca korkuyoruz diye farklı da algılanıyoruz. "Niye korkuyorsunuz acaba, demek ki korkacak bir şeyiniz var" gibi etiketler yapıştırılıyor. Ama ne yazık ki öyle değil, Türkiye’de bir korku silsilesi var.''
YALAN MIIIIIIIII ?
         Bu ifadelerden hangisi hangisine itiraz edebiliriz ? Tartışılır tabii. Ama duyguya  itiraz etmek biraz zor! 😜
     '' KORKU '' denen duygunun ifade edilememesi de yine  bir '' KORKU ''  degilmidir?
        Tamer Karadaglı'nın makama saygısındaki özeniyle, açık yüreklice ifadelerinde samimiyet CESARET olmuş.
     Düşünebiliyor musunuz? Samimiyeti artık cesaret diye tanımlıyoruz!!!
     Nam_ı değer TAŞ FIRIN ERKEĞİNİN, BEŞİKTAŞLI olduğunu da hiç unutmuyoruz :)
     Daha evvelsi gün izlediğim bir filmi acil olarak kendisine tavsiye ediyorum.
    
     Damien Chazelle 'nin yönettiği '' Whiplash '' J.K Simmons ve Milles Teller dehşet oynuyor. Oradaki korkunun mantıksızlığa ulaştığını ve bir sanatçının DOĞAÇLAMAYLA - CESARETİ nasıl birleştirdiğini göreceksiniz. İnanılmaz bir film.Hem Jazz da seviyordunuz biliyorum:)


    Üstelik makama saygıyla , otoriteye uyum ile hastalıklı korku arasında ince çizginin olduğunu filmde hissetmemek mümkün değil. O çizgi asla elle çizilen bir hat değil.Hani hepimizin bilip -algıladığı - hissettiği UFUK ÇİZGİSİ gibi....
     Hani duygusuyla bakıp , kalbiyle görebildiği ufkundaki çizgi gibi ...
     Herkesin ufku cesaret ve samimiyeti kadardır ....
     Whiplash'i izleyin lütfen...
     Röportajdaki ifadeleri cesaretten çok '' SAMİMİYET '' diye algılıyorum. Doğaçlama iyidir,iyi ...




Hiç yorum yok: