29 Kasım 2011 Salı

HAYRÜNNİSA GÜL FASHION'S ...

       Trendlerin yaşam biçimlerini , akımları belirlediği kaçılmaz gerçek . Moda denen kavramın sadece giysiler üstünden geçerli saymak şartlanılmış yerleşmiş yanılgıdır. Bu şartlı refleksi iyice silmek için Trend sözcüğünü kullanmayı tercih ediyorum . Gerçi moda ve trend arasında ince ama önemli fark vardır . Moda daha yüzeysel alıgılanır .Oysa trend bir biçime eğilim göstermek , kanıksamaktır .Yani trendin : Sosyolojik , psikolojik özellikleri vardır ....
      Bu mantıktan hareketle Hayrünnisa Hanım'ı en az Lady Gaga,Madonna , Ajda Pekkan kadar trend buluyorum . Toplumsal yapılanmanın sanat üstünde etkileri irdelendiğinde tarihte örnek mevcuttur . Sanat Akımlarının işte tamda bu mantıkla çıkışlarını gözlemleriz . Örnek verecek olursak ; Romantizm Akımı '' 18. yüzyılın sonunda ortaya çıkan ve 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanan akımdır. Kendisinden önceki klasizme bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Romantizm, doğduğu çağın akılcılığı ve maddeciliğine tepki olarak bireye, öznelliğe, akıl dışılığa, düş gücüne,kişiselliğe, kendiliğindenciliğe ve aşkınlığa, yani sınırları zorlayıp geçmeye önem verir. Tarihsel olarak bu dönemde gelişen orta soylu sınıfın, yani burjuvazinin duygu, düşünce ve yaşam tarzını ön plana çıkarır. Zaten Fransız devrimini hazırlayan görüşlerle aynı temellere sahiptir. ''
      Ve sanatın her kolunu saran akımların toplumsal , bireysel etkisi kaçınılmazdır . Moda denince sığ kalmak yerine Trend demek daha uygun değil mi ? Fakat İngilizce terimlerle konuşmanın iticiliğide hakkaten feci . Türkçeleştirisek EĞİLİM TETİKLEYİCİ demekte ne kadar oldu sizce ?
      Ayyy herneyse ben böyle sıkıcı bir yazı yazmıycaktım ki . Aksine Hayrünnisa Hanım'ın kendi trendini belirlemesini , giysilerini , fitliğini yazacaktım ... Offfff gitti işte kafa yine :)
      Kafayı toplamaya imkan yok şimdi , ama lafı şöyle bir toparlarsak . Hayrünnisa Hanım'ın ayakkabı tercihleri uzun zamandır dikkatimi çekmekte . Yani anlayacağınız malüm konvansiyonel medya yine çok gerilerimde kalmıştır . Ehhh bu da benim trendim şekerim :) 




        Bir kere İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in gözlerini alamadığı ökçenin yüksekliği değil . Lütfen o bakışa, yüz ifadesine  dikkat edin . Kadın hangi yaşta olursa olsun kadındır . Majestelerinin çanta- ayakkabı uyumuna bakarsak bu konuda özenli olduğu kesindir . Ayrıca çantasını tutuş biçimi , vücud dili de gayet kadınsı bir ifadededir . Uzun lafın kısası Hayrünnisa Gül'ün renginden , topuk yüksekliğine kadar çekicilikte 10 puan ayakkabı seçimi muhteşemdir . Hiç kimse lafı dolandırmasın konu '' kadınca bir dikkatlenmenin '' ötesinde değildir . Çünkü kadın dikkatlenmesi mevzu bahis olunca , ötesi berisi kalmamış iş fena bir kıskançlıktan ibarettir :)Bir kadın odaklandıysa protokol falan dinlemez ! Kraliçe'nin o bakışında asıl olanda budur ...
      Tabii bu durumda trendler konusunda yaşamı boyunca dünyayı saran Lady Diana 'yı anmamak ne mümkün .Giysisinden , mücevherine , parfümüne , saç kesimine kadar Lady Diana sarayın sınırlarını daima zorlamış asi ama bir o kadar zarif kadındır .... Kraliçe'nin asla onaylamamasına rağmen  yaşam biçimi fırtınalarla doludur . Kısa yaşamının son bulduğu ölümü de sıra dışı , sırlarla dolu olmuştur . Prens Charles'in şimdiki eşi Cornwall Düşesi Camilla ile Kraliçe'nin ilişkilerinin iyi olmasınıda bu kadınsı yaklaşıma bağlamak gayet olası .... Çünkü Camilla'nın demode ve rüküş olmadığını söylemek imkansız...

       Hayrünnisa Hanım'ın giysilerini kendi tasarlayıp , Ankara Olgunlaşma Enstüsün de diktirdiğini duymuştum . Bu durum TREND olma halidir . Kendi biçimini kendi yaratmak , bezemek denince neden Lady Gaga , Madonna yada Ajda Pekkan ' a benzettiğimi sanırım açıklıyabildim . Buarada vücudunun hatlarının belirgin görüntüsü elbisenin darlığından öte , sarayın mimari yapısı ,merdivenlerinin azizliğidir .Bu noktada Mimari sanatının da akımlardan nasibini aldığını anımsamakta fayda var .   O vücut hareketi eşofmanla dahi olsa benzer bir görünüm verecektir . 
      Ayrıca First Lady'nin bu görüntüsü hiç rahatsız edici olmayıp aksine çokta özendiricidir . Proporsiyonu gayet düzgün olan Hayrünnisa Hanım eğer spor yapmıyorsa bende bir şey bilmiyorum . Merakım ise acaba plates mi yoksa yoga mı ?Diyedir ....Zira en trend fromda kalma yolları ,malumumuz buara bunlar :) 
       İnternette '' sözlük'' ler de gözüme çarpan vücud hatları ile yazılmıs sacma sapan entryler oldu . Yemin ediyorum o entry girenlerin kadın olduğunu düşündüm . Anneanne olupta , 40 lı yaşların ortasında bir hanımın bu fitliğini görmezden gelmek imkansız . Sadece açıkça dile getirmeye niye ise bariz bir çekinme var ? Fakat saklanarak absürt dillendirmek çok daha feci !!!!!
      Aslanlar gibi yazıyorum . Hayrünnisa Hanım'ın Buckingham Sarayı'nın girişindeki fotografında ayakkabılarından çok fit görüntüsü asıl dikkati çekendir . 
      Hiç kimse lafı kıvırmasın şimdi . Ayakkabılara gelince harikaydı gerçekten . Topuk yüksekliğinden Kraliçe boşuna endişelenmiş . Podyumlarda giyilen ayakkabıları görmüyormu ? Onca olağanüstü vücudu olan mankenin o topukların üstünde dans bile ettiğini hayranlıkla izlemeyen var mı ? Yoksa koskoca Kraliçe Christian Louboutin'in Red Sole koleksiyonunu bilmiyor mu ? 
      Trendler sosyolojik kavram kaygısıda taşırlar demiştim . Emin olun AB sürecinde tepeden bakanlara , Hayrünnisa Hanım'ın CESUR ayakkabı seçimi  '' Eğilim Tetikliyicisi '' olmuştur . Bu öz güven dolu seçimine fitliğinide ekleyince gayet hoş bir    ''akımın'' başladığına inanıyorum.Zaten asıl olan ökçelerin yüksekliği değil , o platfromda böylesine DİK durabilmektir ...
       Üstelik ayakkabı firmalarında aranan bir model olduğunu duyuyorum . Trend denen anlayışının ekonomiye katkısıda cabası . 50'li yıllarda Grace Kelly’nin Hermes eşarplarının havasını unutmak mümkünmü ?
        Şu durumda Türkiye'nin en fit First Lady ünvanı Hayrünnisa Hanım'a desem bana kim küser ? Belki Semra Özal : Ama onun da gözlükleri ve purosu başka bir ''Eğilim Tetikliyicisi''.Vallahi 90'lar başında teyzemin fellik fellik Semra Hanım gözlüğü aradığını anımsıyorum :) 
        Onu bunu bırakında :Hayrünnisa Gül, Kraliçe Ezilabeth ve Prens William’ın eşi Kate Middileton’a el yapımı deri Türk çantası götürüyor. Kraliçe ve Kate Middleton’ın çantalarını inceleyip Desa’dan uygun seçim yapan Hayrünnisa Gül, hediye paketinin içine markanın İngiltere’deki iki mağazasının adresini içeren bir not da koydurmuş .O ayakkabıyı seçen çanta da ne yapmaz ki diye Middleton'un Kraliçe'ye inat çantayı paralayacak kadar çok sık  kullanacak hissiyatındayım . Ehhhhh gelin kaynana toprağından olurmuş :) 
      Buarada bizim Desa ' da  Hermes'in pabucunu dama atarsa kesinlikle şaşırmam ....

1 yorum:

Bülent Taşdemir dedi ki...

Ben : İngiltere ziyaretenin amaçlarını ve bu ziyaret ile neler amaçlandığını,Türkiye'yi Ortadoğu politikalarında yanında görmek isteyen Batının bir pohpohlamasının olup olmadığının konuşullmasını isterdim.Tüm bunların üzerine gölgesi düşmüştür 15 cm. ayakkabının.Kadın ya da erkek bu pozisyonda olanlar kıyafetleri ve özel yaşamları ile gündeme gelmemeliler diye düşünüyorum.