Uzun zamandır bir '' DÖNEK '' lafıdır gidiyor . Hatta önüne gelen birbirine isminden çok dönek diye hitap eder oldu . Artık nasıl bir döndürgeçse bu , döne döne başa geliniyor . Yani bir arpa boyu yol katetmeye imkan yokmuş gibi ! Merkez kaç kuvvetini hesaba katarsak aslında kimsenin döndüğü falan yok . Sadece MERKEZ neresidir iyi bilmek gerekiyor ....
Kalbiniz ve aklınızın merkezini ortalayabilirseniz hiç sorun olmuyor . Sorun ortalayabilmekte ! Ortada değil or-ta-la-ya-bil-mek-te ! Yani denge de ! Etraftaki herşey bu kaldırgaçlı dödürgeçte dönüp duruyor.
Oysa doğru yerde durduğun sürece doynkkkk diye çarpmazsın. Ki biz buna duvara toslamakta diyoruz :)
Zaman hızla akıp gidiyor . Evet bana '' özel '' bir mailli paylasıyorum. Üzerinden tam 10 - 11 ay geçmiş . Bu soğuk havada yine aynı seyi yapmayı planlıyorum.Yine üç film birden izleyeceğim. İlk George Clooney 'nin The Ides of March .Bakalım bir seçim kampanyasındaki basın sözcüsü kendisini skandalın içinde bulunca neler oluyor ? Ama en çok George'yi merak ettiğimi itiraf etmekte sakınca görmüyorum :) 2. sırada : Allah'ın Sadık Kulu : Barla .Animasyona oldun olası sempatim vardır . '' Animasyon - hayali karakterlere '' bayılırım . Ancak gercekte var olan insanların animasyona dönüştürülmesine pek sıcak bakmasamda bu filmi izleyeceğim.Said Nursi 'nin bir çocuğun gözüyle algısımı ,yoksa bir kakalama varmı ? Ehhh merak ediyor insan . Ve arada yine bir yemek yerim . Sonra en sevdiğim seans . Son seans . Dedemin İnsanları - Çağan Irmak .İzmir Ege lezzeti , dokusu zaten beni doğal olarak çeker . Buna karşı koymama imkan yok :) Yani son seansta kendimi saatin geç olmasından değil , bu duygudan dolayı pelte gibi salacagım sanırım . Ehhh birde malum bugun Cuma akşamı ritüelim:)
Ertuğrul Bey yada bir başkası ile yazışmamı yayınlamak çokta etik bir şey değil .Biliyorum . Üstelik amacım benim yazımı beğenmiş vurgusu üstünden hiç değil !Öyle olsa idi çok daha süslü sözcüklerle iltifatlarla, dolu bir çok e-mailllını yayınlardım . Derdim bu değil . Ve benim böyle bir şeye hiç ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum . Hele de o faşit hegemonya kafalı eski medyadan nefret bile edemeyen benim ! Hele hele şu son zaman da konvansiyonel medyanın pabucunun dama atıldığı inancıyla yanıp tutuşan '' yeni medya '' destekçisi bendenizin ....Yeni Medya düzeninde diz çökenleri gördükçe neredeyse göbek atmaktayım :)
Zaman hızla akıp gidiyor . Evet bana '' özel '' bir mailli paylasıyorum. Üzerinden tam 10 - 11 ay geçmiş . Bu soğuk havada yine aynı seyi yapmayı planlıyorum.Yine üç film birden izleyeceğim. İlk George Clooney 'nin The Ides of March .Bakalım bir seçim kampanyasındaki basın sözcüsü kendisini skandalın içinde bulunca neler oluyor ? Ama en çok George'yi merak ettiğimi itiraf etmekte sakınca görmüyorum :) 2. sırada : Allah'ın Sadık Kulu : Barla .Animasyona oldun olası sempatim vardır . '' Animasyon - hayali karakterlere '' bayılırım . Ancak gercekte var olan insanların animasyona dönüştürülmesine pek sıcak bakmasamda bu filmi izleyeceğim.Said Nursi 'nin bir çocuğun gözüyle algısımı ,yoksa bir kakalama varmı ? Ehhh merak ediyor insan . Ve arada yine bir yemek yerim . Sonra en sevdiğim seans . Son seans . Dedemin İnsanları - Çağan Irmak .İzmir Ege lezzeti , dokusu zaten beni doğal olarak çeker . Buna karşı koymama imkan yok :) Yani son seansta kendimi saatin geç olmasından değil , bu duygudan dolayı pelte gibi salacagım sanırım . Ehhh birde malum bugun Cuma akşamı ritüelim:)
Ertuğrul Bey yada bir başkası ile yazışmamı yayınlamak çokta etik bir şey değil .Biliyorum . Üstelik amacım benim yazımı beğenmiş vurgusu üstünden hiç değil !Öyle olsa idi çok daha süslü sözcüklerle iltifatlarla, dolu bir çok e-mailllını yayınlardım . Derdim bu değil . Ve benim böyle bir şeye hiç ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum . Hele de o faşit hegemonya kafalı eski medyadan nefret bile edemeyen benim ! Hele hele şu son zaman da konvansiyonel medyanın pabucunun dama atıldığı inancıyla yanıp tutuşan '' yeni medya '' destekçisi bendenizin ....Yeni Medya düzeninde diz çökenleri gördükçe neredeyse göbek atmaktayım :)
Essek degiliz herhalde.Bu mesajlar elbette yazmak için motivasyondur.Ve bana '' özeldir ''.Sadece bu sebepten tılsım kaçmasın diye de asla paylaşmam . Bunu da böyle biliniz lütfen .....
Bu gerçekten iki kişi arasında bir private yazışmadır . Zaten kendisi de bunu bildiğinden ve bana'' haklı güveninden '' dolayı gayet açık davranmaktadır . İşte tam bu noktada dikkatinizi çekmek isterim . Yazıyı değil neyi beğendiğine, mantığa lütfen dikkat ediniz .Asıl önemli olan budur ! ..
Paylaşmakta sakınca görmedim .Çünkü Ertuğrul Özkök 'ün dönek olmasına imkan yok! !Şimdi yazıya , bu tepkiyi veren adam nasıl bir kısır döngüde ise dönek diyenlerde aynen O durumda ! Yani biz buna kısaca : KISIR KONVANSİYONEL MEDYA DÖNDÜRGECİ diyoruz .Birara avam ifade ile ayak oyunlarıda denirdi . Yani durdugun yerin merkez olmayısından dolayı kıpraşma hali ..
En azından mesajı yazdıgı günden bu güne : Ön yargılar , kinler , öfkeler , hainlikler vs dahil çokta bir şey değişmemiş.Ama dönürgeç kıpraşmakta ...
İyi de acaba o değişmiş mi ???? Asıl soru bu işte !
Bir atasözü ile : '' Öyle dostları var ki , düşmana ihtiyaç yok '' .. Yani döndürgeç dönüyor , onun dönmesini gerektirecek bir durumu yok ....Asıl kabusta bu! Dünyayı sadece o çember sanıyorlar .Yani kendilerini dünyanın merkezi sanıyorlar :)
Keşke keşke keşke akıl edip '' dönebilse '' ahhh keşke ... Esasında şabalak bir durum :)
Amannnnn neyse ne ...Sadece onu şimdilerde asıl '' sahici '' buluyorum :)
Şimdi ben savunuyor durumundayım gibi bir algı oluştu :) İyi de bunu gerektirecek bir hal yok ! Bir şabalak durumun savunucusu asla olamam !Olmam ! Bu kısır dödürgecin içine giremem ! Girmem ! Defalarca içimden red ettim ! Ediyorum ! Edeceğim ! Yeni dünyayı öylesine seviyorum ki . Tamda benim anlayışıma dönüştü . Mutluyum ....
Sadece diğerlerinin olamadığı ''şabalak'' olmayı isteyebilirim.Kandırılan birinin yakınında olmak ne kadar yıpratıcıdır kimbilir ? Tabii kandıranlardan biri değilseniz :) Hele kandırılansanız daha kabus. Belkide bu kısr pespaye döngü tercihleriydi . Ama artık cümlemize geçmiş olsun :)
Görüşmeyip ,yakından izlediğim kişi ... Çok umursanma hali ile umursanmama halinden ötürü kandırılması UMRUMDA biri .... Sadece bu ..
Görüşmeyip ,yakından izlediğim kişi ... Çok umursanma hali ile umursanmama halinden ötürü kandırılması UMRUMDA biri .... Sadece bu ..
Filmler değişti , zaman geçti . Emin olun kimse sinemada perdeye arkasını dönerek oturamaz . Ama gözlerini kapayabilir .Bu bir yanılgı , halüsinasyondan ibaret .
O dönemde ve şimdi dönek diye sıfatlanan iki adamında adaş olaması da manidar :) . Kötüler kaybediyor . Olaganüstü güzel tesadüfler merkezinde sağlam duranları mutlak yakalıyor . Sadece sabır .Duvara toslayanlar perde de durum komedisi oluyor . Emin olun izlemeye değiyor..
Riyakarlar varken dönmeye fırsatta yok ! Sadece kaldırgaçlı döndürgeç dönüyor. Bindik bir alamete de diyebiliriz :) Dönek dönek diyerek feci bir kısır döngü oluştu bilmem farkındamısınız ?
Ve iyiler daima '' iyi '' oluyor .....Valla lafı döndürmeden söylüyorüm : Ben iyi değil çok şükür SÜPERİM :) Bunu toslamadan , benden duyun istedim. Ehhhh tevazu da bir yere kadar:) Kardeşim dünya dönüyor ...
İşte orjinal mail :
From: ....zkok@hurriyet.com.tr
To: derya@hotmail.com
Date: Wed, 19 Jan 2011 00:17:09 +0200
Subject: Yanıt:
Kimden: derya derya <derya@hotmail.com>
Kime: .....zkok
Gönderme Zamanı: Wed Jan 19 00:17:04 2011
Konu: HÜR ADAM - BİR GÜZEL HAYAT DÜŞLERKEN-EYVAH EYVAH
From: ....zkok@hurriyet.com.tr
To: derya@hotmail.com
Date: Wed, 19 Jan 2011 00:17:09 +0200
Subject: Yanıt:
Derya olaganustu seyler yaziyorsun gercekten.
Kimden: derya derya <derya@hotmail.com>
Kime: .....zkok
Gönderme Zamanı: Wed Jan 19 00:17:04 2011
Konu: HÜR ADAM - BİR GÜZEL HAYAT DÜŞLERKEN-EYVAH EYVAH
Haftaiçi en tercih edilmeyen seans
saatlerinde sinemaya gitmenin keyfi … Anlatılmaz yaşanır ve acil tavsiye edilir
…
‘’ Derya Sinema Günleri 2011 Ocak ‘’
…. Eger fırsatım varsa mutlaka yaptıgım ve son derece zevk aldığım 1 kokteyl gündür
. Sabah erken kalkar ve kendimi sinema salonlarının bulunduğu mekana atarım .
Eskiden Moll – sinema kültürü olmadığından , İstiklal caddesine kendimi atardım
. Bu şölen şimdilerde tek çatı altında olabiliyor . Eh bu durum kolaylık elbet
. Seanslar arası koşturmakda yaşlandırmıyor …
Sabah erkenden kalktım . Ve kendimi
böyle bir merkeze attım . Birbirini takip eden seanslardan 3 biletli bir gün
aldım .
1 . Bilet HÜR ADAM . Said – i
Nursi Filmi diye betimlenen bu film
baştan yanlış ifade ediliyor . Sinema bir yönetmen sanatıdır. Film Sad-i
Nursi konu alan : ‘’ Mehmet Tanrısever ‘’ filmidir . Sinemal
anlatım – Kurgu konusunda beğendim . İçeriğine gelince bence filmin en önemli
mesajı : Hurafelere inanan halkı bilinçlendirmek adına İslam Bilimi yaklaşımı .
Yaklasım tartısılır – tartısılmaz . Ayrı !!! Filmi tarafsız izlemeyi tavsiye
ederim . Atatürk ve Sad-i Nursi sahnesi filmin
bütününü değerlendirdiğimde herhangi bir sahne . Ancak çok tartışılır
olması fena halde bir önyargı . Tarihsel
her kimlik çetışmaları günümüze yansıdığında aslında çokta değişimler olmadığını
düşünüyorum . Fikir ve Düşünce farklılıkları
insanoğlu üstünde daima olacaktır . Bence farklı fikir tartışmalarında
kollanması gereken tek nokta USLUP olmalıdır . Bu gecmis , buan ve gelecekte
standartı belirleyen tek ölçüdür . Zira konular O AN ın geçerli – gerçekleridir . Aksi
halde zaman aşımını kim açıklayabilir ? Konu değişir , zaman akar … Aaaaa bide başrol oyuncusu Mürşit Ağa Baş çok
fotojenik . Yıllar once Kumsaldaki İzler tv dizisinde o yardımcı rolde de dikkatimi
çekmişti . Donanımlı ve eğitimli bir oyuncu yolu açık – şansı bol olsun …On
yargı ile filme gitmeyen talihsizce bu
oyuncuyu kacırır . On yargı ile Kurtlar
Vadısı vs vs vs gidip oyunculuk
sanatının yerlerde sürünmesine sahit olmakta aynı talihsizliktir .
2.Bilet : Eyvah Eyvah 2 – Ata
Demirel için kısaca sunu söyleyebilirim . Eyvallahhhhhhh … Çok eğlendim . Demet
Akbağ ın oyunculuğunu konuşmak artık demode . Ama Demet in muhteşem fiziğini
konuşmak kesinlikle trendi yakalamak derim . Sıcacık bir Körfez Kültürü . Şive
,müzikler , hatta yemekler bölgenin Kültürünü ayna gibi yansıtmış . Bu tür
filmlerin yüksek gişe yapması ise vaktiyle KEMAL SUNAL sineması kavramının Türk
sinemasına tartışmasız katkısıdır . 87
de film çözümlemeleri dersi ve Prof.Dr . Oguz Adanır ın kulaklarını cınlattım
.Tek tek bu filmleri repliklerine kadar bize ödev verdiğinde ettiğimiz
intizarları , en azından ben kendi adıma geri alıyorum .Hocam Affedin …
3. Bilet : Cirkus
Columbia ‘’ Bir Güzel Hayat Düşlerken ‘’ . İykide bu filmi sona bırakmısım .
Arada yemek yemeseydim . Kesin düşer bayılırdım . Enteresan bir film . Bir kere
7 ülke ortak yapımı fevkalede dikkat çekici . Alman , Slovenya, Sırbistan ,
Fransa , İngiltere , Belçika , Bosna- Hersek …. Senaryoyu yazan yonetmen
olmanın hakımıyetı baska Danis Tavonic . Komünist rejim sonrası Almanya dan
sürgünden dönen Divko , Hersek te o sürgündeyken peşinden gelmeyen karısı
Lucija ile sitemleşmesi üstünden olaylar muhtesem anlatılmıs . 20 yasında oglu
Martin ile baba- oğul ilişkisi kurmaya çalışan Divko nun iç hesaplaşması ve
1990 yıllarının basındakı Balkanlardaki savas – catısmalar …. Miki Manojlovik
oyuncugun doruklarında … Kızlar susun susun
, kulagınızı yaklastırın fısıltım var : ADAM KARİZMA !!! Yasamıslıgının
göstergesi , Gözaltı torbaları güven verici ..Bayıldım …..
Aksamı , delicesine bir
hazla etmenin sarhoslugunda eve dönerken aklımda kalan tek sey . Aynı merkezde
6 cep sinema salonu yani 6 ayrı film vardı . Bu kadar birbirinden alakasız
içerikleri olan filmlerin aynı çatı altında sunmak harika idi . Armoni ikramı
diye tarifliyeceğim duruma sevinmemek imkansız .
Kültür = Yasam biçimidir . Her salonda
bir yaşam biçimi vardı . Bilet alıp girmekse özgür tercihti benim için . Hiçççç
sinemaya gitmeseydim cahilmi kalacaktım ? Tabıkı hayır ! Ama hiç suçum olmamasına rağmen , eksik kaldığımı bilmeyecektim dahi..
Hiç sinemaya gitmemek
yada gidememekte bir yasam biçimidir .Eleştirdiğim sunulan ile sunanın keşmekeşliğidir !
Sinemayı , bu kültürler armonisini destekleyen
sayın Bakan Ertugrul Günay ‘ ı kutluyorum . Ve hatta kendisinden Bakanlık
bütçeli filmler konusunda daha bonkor olmaya davet ediyorum . Buara fena halde
‘’ Dönek ‘’ tartışması var biliyorum . Ama ben işin siyası – politik kısmıyla
ilgilenmiyorum . Ustelik cevremde nerdeyse kimse de ilgilenmiyor . Başka başka
kültürlerin varlığını kabul edebilmenin vicdanına tapınıyorum . Hrant Dink in
ölümün 4 . yılı olan bu gunde ben bunu kafama fena takıyorum …
Diyorum ya kültür bir yasam biçimidir .
Yasamın taaa kendisini malzeme alan sinemayı çok seviyorum .Evrendeki her
canlıya kendi kültüründe iyi yaşamlar
diliyorum …
*************
sevgiler ...iyi geceler ....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder