19 Mart 2015 Perşembe

BİRİ '' BIG EYES '' mı DEDİ?


     Bir Tim Burton manyağı olarak vizyona girdiği gün evden fırladım. Ki hava çokkkk soğuktu. En sevdiğim sinema salonlarından biri Kanyon'a ışınlandım. Bilet bulabilir miyim endişem boşunaymış, salon nerdeyse boştu. İlk gün diyedir dedim ve kahvemi yudumlayarak, koltuğuma hatta çantamı koymak suretiyle yan koltuğa kadar yayıldım....
    Valla beklentim yüksek olan bu filmde umduğumu buldum dersem yalan olur. Bir Dark Shadows, Big Fish , Edward Scissorhands, hele döne döne hala izlediğim bir Charlie and the Chocolate Factory asla değildi...
   Zaten konuyu bildiğim, biyografi izlemek pek ilgimi çekmez. Bir KADIN ve bir SANATÇI ve acayippppp feci bir ALDATMA hikayesi olduğundan görmek istedim. Zaten Tim Burton ne yaparsa mutlak izlerim.
   Konu kısaca şu : Ünlü ressam kadının kocası tarafından kazıklanması!!!


   ''Büyük Gözlü'' Tabloların asıl yaratıcısı Margaret'in eserlerini yıllarca kocası Walter’ın imzasıyla yayılması. Neden? Çünkü sahtekar adam sanat camiasında KADINLARIN o kadar yer alamayacağını savunmasıyla, bu salak macera başlıyor. Ve yüzyılın en büyük sahtekarlığı adlı mahkemede sonlanıyor.
  1950 'li yıllar da Amerika bir kadın ressamın başarısını bağrına basmayacak kadar muhafazakar mıydı? Sanmıyorum. Bence Margaret'in naif bir kadın oluşundan da olaylar bu noktaya gitmiş...
  Eeeee ama bütün kadınlar biraz naiftir. Hele de sanatçı kadınlar. Ve şeytani erkeklere denk gelinmediği sürece bunu kimse bilmez!!!
    Hikaye bu !
    Tabii çoğu sahne de sinirden öldüm. Hatta Margaret'ın, Walter'ı Tanrının bir armağanı sandığı bölümde perdeye kafa atasım geldi.
   Arkamda oturan yetmiş yaş civarında olağanüstü iki çift vardı. Son derece şık iki hanımefendi ve çok klass iki beyefendi. Arada reaksiyonları kulağıma geldi. Beyler, adamın durumuna gülerken, kadınlar cıkcıkcıkkkkkk ...Diyordu :)
    Film arasında tekrar kahve almaya kalktığımda göz göze geldik. Dayanamayıp ; ayyy kırıcam bu Walter'ın kafasını offff dedim:) İki hanımefendi de '' siz daha gençsiniz vallahi yapın'' demez miiiii.....
    Ehhhh ben bu gazla ikinci bölümü daha hırsla izledim. Yine arkamdaki koltuklardan gelen şahane tepkilere kulak kabartarak:)
     Erkekler hem cinslerinin düştüğü duruma ne olursa olsun alaycı bir yaklaşımla gülüyor arkadaş. Ama kadınlar hem cinsleri saflığın sınırlarını zorlayıp, nerdeyse salaklaşsa bile asla desteklemekten vaz geçmiyor. Çünkü kadınlar gözleri açıldığında, savaşa girebilecek o AMAZON ruhuna derhal bürüne bilineceğini çok çok iyi biliyor. Nerden mi ? Tabi ki KENDİNDEN :)
    Film bittiğinde yine arkadaki hanımlarla göz göze geldik:  ''OHHHHH İNTİKAM  ALINDI '' diyen sinema sever bu çiftler zihnimde çok güzel yer etti. ''Ahhhh ahhhh ne intikamı yahu, mahkeme de hak yerini buldu.İntikam böyle değildir ki. Ahhh siz siz çok hanımefendiniz. Asıl intikam Walter yatakta çokkkk kötü falan diyeydi olurduuuuu!!!!'' demek istedim.
     Tabii ayıp olur diye sustum. O an Margaret'in Büyük Gözlü Çocukları kadar gözlerim yerinden uğradığını sanıyorum:) Canım benim ne hoş kadınlar. İntikam denen duyguda bile hala çok naif ve duygusallar . Bakmayın cartcut ettiğme, başıma böyle bir şey gelse kesin Margaret kesilirim o da ayrı :)
    İnteraktif izleyici seviyorum. Ayrıca İstanbul gecelerin de sinemaya gelen o yaş grubu çiftler olduğunu görmek başka güzellik.
   Hııı unutmadan Amy Adams iyi oynamış, ama Christoph Waltz biraz sulandırmış gibiydi karakteri ...
    Kıssadan hisse : BİR KADINI ASLA HİÇBİR KONUDA KAZIKLAMAYIN, ŞEYTAN AYAĞINIZA DOLANIR ....
   Big Eyes belki de hikayeyi bildiğimden mi ne, bana çok şey ifade etmedi. Tim Burton hatırına izlediğim bir film olarak aklımda kalacak

.


   
   

Hiç yorum yok: