1 Mart 2014 Cumartesi

''bi küçük Eylül meselesi''




   Harika bir Pazar sabahı ama gel görki bennnnnnnnnnnnnnn feci depresif uyandım . Ay aman Allahım böyle olduğumda yere göğe sığamıyorum . Anlamsız bir boğuk hal üzerimde . Attım kendimi sokağa ….
    Önce alış-veriş için caddeye yöneldim. Ihhhh eve döneyim dedim ıhhhh….
   Böyle durumlarda beni sinema paklar ….
   Harika filmler var. Ama eğer vizyonda izlemediğim Türk filmi varsa öncelik onundur. Prensip meselesi J
  Finalde  iyki de böyle yapmışım diyerek evin yolunu tutarım…
……………………………………………….

                                              ‘’bi küçük Eylül meselesi’’


    Aman Tanrım o ne zeki senaryo,o zeki kurgu .O ne muhteşem oyunculuk. O ne gerçek bu an,bu jenerasyonun sahiciliği ….
 Aşk’ın zihni adeta . Karakterlerin alakasızlığına rağmen ,aşkın tutkulu-sahici-samimi halinin ortak masalı . Güzel ötesi Eylül(Farah Zeynep Abdullah) tam bir Beyaz Türk genç kadın. Acayip trend kıyafetleri,yaşam biçimi ve mutlaka gazete okuyan gençlik imajı nefisti . Ve ve o gazete Radikal .
   Geçirdiği trafik kazası sonucu hatırlayamadığı tek 1 ay var . O da Bozcaada da yaşadığı aşk . Aşkın diğer kahramanı içine kapalı , hayatıda da kendine münhasır karikakürist Tek..Tek Radikal de Eylül’ün takip ettiği karakterlerin yaratıcıdır. Engin Akyürek yeni jenerasyon oyunculardan en enteresanı . O kadar yakışıklı bir çocuk çirkin  imajıyla perde de yerini alıyorsa kompleksiz ‘’oyunculuğuna’’alkışlar …. Oyuncular hakkında söyleyecek çok ama çok şey var . Ben hepsini ayakta alışlıyorum . Fakat beni en çok heyecanlandıran yardımcı oyuncu imajı oldu . RADİKAL …
      Radikal Gazetesi son dönemde en önemli gözlemlerimden . Lütfen dikkattinizi toplayın . Gezi Parkı jenerasyonu genelinde Radikal okuyucusu . Aşırı uç yayınları okumuyorlar . Onlar aynı anda eğlenen,kültür ve sanat takip eden bir kuşak . Ve Radikal bunu başarıyla yapıyor . Tablet imajındaki boyutu ilk zamanlar yadırgansada  şimdilerde kesin tercih.Zira hiç kimse gazeteyi uçacakmış gibi kollarını açmak,yada büyükbaba edasıyla beşe katlayıp mındar etmek istemiyor . Zaten herşey o kadar online ki …. 
     TEK(Engin Akyürek) karakter için Erdil Yaşaroğlu’ndan yardım almış . Ve yine filmde E.Yaşaroğlu’nun canlanan karikatür sahneleri,animasyon geçişler harikaydı .
    Eylül’ün sigarayı içiş , arkadaşlarıyla içki içip eğlenme sahneleri çok gerçekti. Evet buda var . Ve  bu ülkede yasaklansa da bir sürü şey var .
     Çizgilerin ardındaki  tekil adam Tek’in aşkı ve ‘’aşık olmak için ben fazla eğlenceliyim’’ diyen uçarı kız Eylül ….
     Filmin tan hikayesini özellikle yazmıyorum .  Gidip mutlaka izleyin . Karikatür ödülleri veren Aydın Dogan’ın Radikal gibi bir gazetenin sahibi olması asla raslantı değil .
     Gezi Parkı jenerasyonu Radikal okuyor, Karikatür seviyor, İnterneti nefis kullanıyor,çok şık giyiniyor,içki içip dans etmeyi seviyor,ve içerken mutlaka sigara tüttürüyor…Ve tabii hafızası silinse bile yüreğinin bilinciyle hareket edip, O AŞKI MUTLAKA HATIRLIYOR . Zihnini her koşulda zorluyor . Aşkına ölümüne sırtını dönmeyecek kadar sevdalı bir gençlik hikayesi ….
   Filmin içine giriyorsunuz. Uzun zamandır bu lezzette film izlememiştim . Ay Yapım’ın uzun metraja soyunmasına birkez daha sevindim .Kurt Seyit ve Sura TV vizyonuna girmek üzreyken,basrol oyuncunu bambaska karakterde göstermesi gercek ve ASLAN YÜREKLİ yapımcı kafasıdır.Bravo J
     Senaryo – Yönetimin Kerem Deren olması şaşırtıcı değildi.Özellikle Ezel dizisi senaristliğinden gönüllere taht kurmuş bu dahi adamın ilk uzun metraj filmi gerçekten harikaydı . Zekası ve olağanüstü yeteneği K.Deren’e bir kere daha hayran bırakıyor ….
   
    Yahu adamdan zeka fışkırıyor.Kızın isminin Eylül olusuyla, anımsanamayan silik zamanın sadece tek 1 ay oluşuna kaç puan ???:) Filmin zaman  algısı kendi içinde kendini senkronize ediyor.O falshbacklerde cabası . Zaman denen kavram zihnin ürettiği bisey ama ya aşk der gibi bisey ….. Valla  kızın adı niye Nisan degilde Eylül de dedim ?:) Buda Kerem Bey'in tılsımıdır belki :) Sinema tılsımlı-büyülü sanat .....Aşkın zaman mevhumu merhumsuz kılan enteresan bir algı .Offff offfff offfff çok çok harika …
   The magic of cinema&Magic of Kerem Deren …..
    Fakat eminim birçok eleştirmen Kerem Deren için sunu soyluyecek:Gecirdiği beyin kanaması ve operasyonu sonucu bilinçaltında esinlenmis.Hafızasında zorlamalar oldugu dönemi yaad ederk yazmıs.Labalabalalabaaaaaaaaaa ….

    Ben hiç oyle hissetmedim.Hatta etrafında hafıza kaybı endisesi tasıyanları cokkkkk güzel tiye almıs.En menen konuyla ‘’ASKIN ZİHNİ’’…Hersey unutulur,beyin oyunlar oynar ama AŞK unutulmuycak kadar hayattasa yasamaya devam diyen Kerem Deren’in zihni iste böyleeeee daha ilk filminde sinir edecek güzellikte J
     Yakın gecmiste de gördüğümüz  gibi,esprili bir jenerasyon vardır . Kusura bakmasın amcalar,teyzelerrrrr bu cocuklar sahane J
    Hıııı bide tabii müzikler var . Nil Karaibrahimgil . Eeeee herhalde şaşıtmadı diymi ? J
      Entertainment Endüstrisinin ennnnn büyük ayağı SİNEMA.Türkiye’de pazarlama tesvik-onuru  OSKAR’ı sayılabilecek bir senomonisi yazıkki yok . Ama gönlümün Oskar’ın da bu film baya ödülü aldı.Tartışmasız en iyi senaryo,en iyi kurgu,en iyi kadın oyuncu,ve en iyi yard.oyuncu(radikal) …Zihnimde heykeli kaldırdı bile …..
************************************************
     Alamadım hızımı EYVAH EYVAH 3 ‘ü de izledim . Onu da sonra yazacağım …
    Final : İykiiiiiiiiiiiiiiii böyle yapmışım diyerek eve gelen, kahve içen bennnnnnnnnnnn J
    


Hiç yorum yok: