20 Mayıs 2014 Salı



                                              AYŞE ARMAN'A YAPILAN NEDİR ???


    


            Heytttttttttttttttttttttttttttttttt !!!! Dayanamıyacağım !!!! Bu ne be Ayşe Arman'a linç falan mı? Soma 'ya ben de gittim. Elimde iki çanta olmasın diye Paris'ten aldığım el yapımı bordo rengi Ipad çantası, Armani siyah bir pantalon, yine Paris'ten siyah bir butik gömlek, jean mont, ayağımda İtalyan botlarla....
         Hala o lanet enkazdan çıkarılamayan işçiler vardı. Yakınlarıyla birlikte merak ettim, umut ettim, dua ettim. Gece dönebilirdim. Ama daha o gün hamile oldugunu ögrenen Berna'nın en azından yanında olayım istedim. Dönmedim. Dönemedim!!! O gece çıkarılan 8 madenciden biri oldu Berna'nın kocası Tolga. Ertesi gün cenazesine katılmak icin orada kaldım. 
        Bir madencinin torpiliyle ancak buldugumuz, Kınık'ta alaturka wc nin taharat musluguna takılan hortumla dus icat edilmis otelde . Hem de yorgunluk ve üsümekten kömür kokusu sinmis yorgana aslanlar gibi sarılarak!!!
        Birebir yaşadığım için söylüyorum. Oradaki insanlara çanta manta görecek durumda değil! Bu saçmalık sektördeki kıskançların '' ALGIDA SEÇİLİĞİ'' ... Algısı böyle isleyenin insanlıgı ne durumdadır acaba???
      Bir KADININ başarısını, canlı canlı yaşayaışını alkışlayacaklarına, saçma sapan eleştirenlere YUH olsun!Eziksiniz oğlummmmmmmmmmmmm .........
      Ve Soma daki insanlar olayın üstünün örtülmemesi için  en ses getiren haberlerin yapılmasını istiyor, diliyor. Ve Ayşe ses getiren haberi dibine kadar yapıyor. Kadına şiddet öykülerinde kaçınız birebir ''O''kadınlara dokundunuz? Kacınız evladını kaybetmis ŞEHİT anasıyla birebir temasa girdiniz? Heyyyy heyyyyyyy !!!!!!!!
       Ne olmuş yani Prada çantası, boynunda kolyesi varsa? Kafasında beyin, göğsünde de kalbi var. Sizin neyiniz var? Ayrıca insanların yaşam biçimleri, tipleri belirliyorsa mevzuyu bakın size bir sır.
      İsmini vermeyecegim bir köyde 20 yasında dul kalmıs genc kadını kimseye gostermiyorlardı. Elimdeki görüntü cihazını bırakarak ancak dipeteki odaya rica edip, ancak KADIN oldugum icin girebildim. Girdim kiiiiiii yapıştım kaldım!!!! Hayatımda bu kadar büyüleyici bir güzellik görmedimmmmmm !!!! İnanılmaz gözler, inanılmaz bir yüz, boy pos muhtesem bir genc hanımdı. O acı, hüzünün arkasında acayip güzel bir genc kadın. Izdırapla buğulu gözleri....Gostermemelerine hak verdim. 
      Bu gencecik kadın inanılmaz acı çekiyordu. Kocasına aşkına doyamamıs. Henüz hayatı sorgulayacak yaşta bile değildi. Kasabanın çarşısında bir gözgöze gelmekle başlayan aşkını toprağa gömmenin şaşkınlığındaydı. Ve çarşıda karşılaşmayı anlatırken hala gülümsüyecek kadar AŞKI devam ediyordu....
       Ertesi gün bir anda bombos kalan, 301 kisiye mezar olan bölgeye yine gittim. Madenin üzerinde bulutlar adeta THE END yazıyordu. Ağlamaktan balon olmuş gözlerimi göstermemek için sürekli Ray-Ban gözlüklerimi taktım! Zira insanlara '' sizden daha üzgünüm'' havası vermek haddim bile değildi!!!!!!!!!!!
       Buan o soguktan dudaklarım catlak, 2 gundur ateşler içindeyim. Ve hala kulagımdan hiç çıkarmadığım annemin hediyesi tek taş küpelerim ve boynumda el yapımı D harfi kolyem...
       Kısaca saçmalamayın!!!!!!!!!!!!!!
       

Hiç yorum yok: